28.12.2011

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN..

23.12.2011

SALVADOR DALİ SERGİSİ- TOPHANE-İ AMİRE (23.12.2011-26.2.2012)



SALVADOR DALİ SERGİSİ

kült- 0 212 251 39 40

www.dalisergisi.com

23 Aralık 2011- 26 Şubat 2012

 
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ev sahipliğinde, Rene Magritte, Andy Warhol gibi dünyaca ünlü sanatçıları koleksiyonunda barındıran InArtis ile Kült işbirliğinde gerçekleştirilen Salvador Dali Sergisi’nde 121 eser yer alıyor.

Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilecek bu etkinlik 23 Aralık 2011’de başlayacak ve 26 Şubat 2012 tarihinde sona erecektir. Bu sergide 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Salvador Dali’nin, “İlahi Komedya”, “Sürrealizm İzleri”, “Gala ile Akşam Yemeği” adlı 3 ayrı başlıktaki eserleri yer alacak

http://www.msgsu.edu.tr/msu/pages/tophane-i_amire_k_s_m.aspx

Çok özel bir sergi olduğuna eminim.

Salvador Dali, beni en sevdiğim sanatçıdır.

Tabii Picasso'dan ayıramam.

İkisini de çok severim.

Evimde ikisinin de sanat kitapları ve röprodüksiyon resimleri var.

Önceki yıllarda Venedik'de,AKM'de, SSM'de ve bazı sanat galerinde özel olarak DALİ için düzenlenen sergilerde SALVADOR DALİ'nin eşsiz dehası,farklı bakış açısı ile yaptığı eserlerini izleme fırsatını buldum.

Sürrealizmin en önemli sanatçısı DALİ'nin eşi ve benzeri olmayan gravürleri, tabloları, heykellerinin olduğu kendi müzesine de bir gün giderim inşallah.

SSM'deki DALİ Sergisi'nden aldığım  Sergi Kitabı'nı, iki küçük heykelciğini ve hediyelik olarak satılan kupa, dudak şeklinde cüzdan, kitap ayracı, kartpostallarını özenle saklıyorum.

Sağlıkla,sevgiyle,sanatla kalın.

selma er.

27.11.2011

CONTEMPORARY İSTANBUL'A (24-27 KASIM 2011 ) GİTTİM..

CONTEMPORARY İSTANBUL'A  gittim.


http://www.contemporaryistanbul.com/

27 Kasım 2011 Pazar günü gittiğim bu güzel Sanat Sergisini her zaman olduğu gibi çok beğendim.

Serginin son günü olmasının etkisi ile  çok kalabalık idi.

Yerli ve yabancı çok sayıda sanatçının katılımı ile gerçekleşen 6.CONTEMPORARY İSTANBUL çok çok güzeldi.



200'den fazla fotoğraf çektim.



Gelecek yıl düzenlenecek 7.CONTEMPORARY İSTANBUL'a kadar sağlıkla,sanatla,sevgiyle kalın..

selma er.

24.11.2011

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ..



Bütün öğretmenlerin gününü kutluyorum.

Başta başöğretmen ATATÜRK olmak üzere aramızdan ayrılan tüm öğretmenlerimize rahmet diliyorum.

Değerli öğretmenlerimizin  hakettikleri maddi ve manevi değerlere sahip olmalarını diliyorum.

Dünya'nın her yerinde ve ülkemizde okuma-yazma bilmeyen hiç kimse kalmasın istiyorum.

Her türlü kötü düşünce ve davranışın bilgisizlikten ve cahillikten kaynaklandığını düşünüyorum.

Eğitime daha fazla önem verilmesini istiyorum.

Atatürk'ün bize sağlamış olduğu ilerici, çağdaş değerlere bağlı, laik ve demokratik bir ortamda geleceğe güvenle bakabilen, aydınlık fikirli, yenilikçi, modern bir gençlik diliyorum.

Çocuklarımızın sınavlarda birbirleriyle kıyasıya yarıştırılmalarını ,en güzel yaşlarının ezberle, bitmek bilmeyen derslerle, testlerle geçmesini istemiyorum.

Benim kızım da lise son sınıfta okuyor.İki yıldan beri dershaneye devam ediyor.

Okul, dershane , etüt , sınav ..

Yaz tatili de dahil haftanın yedi günü;

Ders, ders, ders..

Test, test, test..

Nereye kadar..

Üniversiteye hazırlanan birçok öğrenci ne kadar çalışırsa çalışsın, kazanamayacak.

Kazananları da yine zor bir süreç bekliyor.

Hazırlık sınıfında yabancı dil, sonra ikinci yabancı dil.

Sonra master, doktora..

İş başvurularında  yeni mezun öğrenciye deneyimli olma şartı..

Biraz iş deneyimi olana da 30 yaşından gün almama şartı..

Öğretmenlerimizin atama bekleme stresi..

Erkek çocuklarımızın askere gidip, sağsağlim dönme telaşı..

Öğretmenlerimizin en önemli görevi önce yarının anne-babası olacak eğitimli ve bilinçli insanlar yetiştirmek.

24 Kasım Öğretmenler Günü'nde tüm öğretmenlerimizi kutluyor , aramızdan ayrılan ve görev şehidi olan öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

selma er.

20.11.2011

TÜYAP KİTAP FUARI'NA VE SANAT FUARI'NA GİTTİM..

19 Kasım 2011 Cumartesi günü eşimle birlikte uzun süren bir yolculuk sonunda TÜYAP Kitap Fuarı'na gittik.

http://selmaer3.blogspot.com/2011/11/30-uluslararasi-istanbul-kitap-fuari.html

Kazasker'den minübüs,
Söğütlüçeşme'den metrobüs,
Zincirlikuyu'dan  aktarma metrobüs,
Avcılar'da uzun süre kuyrukta bekledikten sonra, 5.ücretsiz servis otobüsü
ile

TÜYAP KİTAP FUARI'na saat 15:30'da varış..

Tam 3 saat hızlı bir şekilde Kitap fuarını ve Sanat Fuarını gezdik.

Çok çok kalabalık idi.

Eskiden Tepebaşı'nda düzenlenen ve severek gittiğimiz Kitap Fuarı'ndan eser yok.

Maalesef son yıllarda kalitesi ve fuarın içeriği gittikçe bozuluyor.Pahalılık da cabası..

Sadece bildiğim,ilgilendiğim yayınevlerinin olduğu standları gezebildim.

Bazılarını arayıp, bulamadım.

Bazıları da tesadüfen karşıma çıktı.

Kitap fiyatları ne kadar indirimli gösterilse de çok pahalı.

Birkaç yıldan beri almayı isteyip alamadığım Kartpostal Kitabı tesadüfen karşıma çıkınca çok mutlu oldım.İlk rastladığım İLKE Kitabevi'nde çok yüksek bir fiyat söylediler.Düşüneyim deyip oradan ayrıldım.

Biraz ötede Millenyum Yayıncılık Standında aynı kitabı buldum.

Mert Sandalcı-Koç Kültür Sanat tarafından 2000 yılında çıkarılan üç ciltten oluşan (baskısı çok az sayıda kalmış olan )


''Max Fruchtermann'ın Kartpostalları '' kitabını ( az da olsa fiyatında indirim yaptırarak ) aldım.

Tamamı eski kartpostallardan oluşan çok güzel bir kitap.

Tek tek hepsini inceleyeceğim.Daha sonra sizinle izlenimlerimi paylaşırım.

Pazartesi günü Ofisime getirecekler.

İş Bankası standında SEMİHA BERKSOY'un kitabını aradım, ama bulamadım.

Onun yerine YKY ve İş Bankası'nın ortak yayınladığı; ''Nazım Hikmet Büyük İnsanlık-Kendi Sesinden Şiirler'' kitabını aldım.Kitabın içinden çıkan CD'de Nazım Hikmet 56 şiiri seslendiriyor.Dinlerken insan bir tuhaf oluyor.Onca yıl vatan hasreti ile yanan değerli bir insan..

Bedri Rahmi Eyüpoğlu ile Nazım Hikmet 1961 yılında Paris'de biraraya geliyorlar.

''Bu kitap iki  şairin 50 yıl sonra gerçekleşen mürüvvetidir'' diye yazıyor kitabın arka kapağında.

Fuardan başka kitap almadım.

Uzun bir süre arayarak nihayet bulduğum SAHAFLAR Bölümü'nden sadece bir tane AKBABA Dergisi aldım.

''Nasrettin Hoca Özel Sayısı'' imiş.Çocukluğumdan  hatırladığım AKBABA Dergisi'nin tek bir sayısına bile günümüzde sahip olabilmek beni mutlu etti.

İstediğim diğer bazı kitapları Remzi,D&R veya Nezih Kitabevinden daha sonra almak üzere kitap fuarından eşimle birlikte ayrıldım.

Eşimle Sanat Fuarı'nı da gezdik.Ama çok az kişinin rağbet ettiği fuar, maalesef bu yıl da çok sönük idi .

http://selmaer3.blogspot.com/2011/11/21-uluslararasi-istanbul-sanat-fuari.html

Kitap Fuarı'nın girişinde sergilenen Mehmet Aksoy'un Şahmeran Heykeli'ne o kalabalıkta birçok kişi dönüp bakmadı bile maalesef.

Sanat Fuarı'nda sadece Büyük İskender'in büstünün olduğu bölüm ilgimi çekti.Uzun zamandır almak istediğim büst karşıma çıkıverdi.İlgili firmanın broşürünü,fiyat listesini vs.aldım.En kısa zamanda diğer büst ve heykeller için ziyaret edeceğim.

Hayalim;

Büyük İskender'in büyük boy büstüne,Afrodit Heykeli'ne ve daha sonra da bir tane rölyefe sahip olabilmek..

Artık, daha önce İstanbul Arkeoloji Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ve Dösim'den aldığım ufak heykelcik, büst  ve diğer objelerle kendi evimde mini bir müze oluştururum..

Sanatla, kitapla ,sağlıkla ve sevgiyle kalın.

24 Kasım 2011'de başlayacak ve 27 Kasım 2011'de sona erecek 6.kez düzenlenecek Contemporay İstanbul'da görüşmek üzere..

http://www.contemporaryistanbul.com/

selma er.

11.11.2011

21. ULUSLARARASI İSTANBUL SANAT FUARI ARTİST - 2011 AÇILIYOR..(12-20 KASIM 2011)

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından 12-20 Kasım 2011 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de düzenlenecek olan 21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı-ARTİST 2011, yeniliklerle sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

http://www.istanbulsanatfuari.com/

*alıntıdır.

Sanatla, kitapla, sağlıkla, huzurla , sevgiyle kalın.

selma er.

30. ULUSLARARASI İSTANBUL KİTAP FUARI AÇILIYOR..(12-20 KASIM 2011)



TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi- Büyükçekmece’de düzenlenecek olan 30. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 600 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı, 200 etkinlik ve yüzlerce imza ile kapılarını kitapseverlere açmaya hazırlanıyor.  Açılışını Mısır ve Türkiye’nin kültür bakanlarının yapacağı İstanbul Kitap Fuarı’na yurt dışından 35 ülkeden yayınevleri, telif ajansları ve konuk yazarlar katılacak.

Onur Yazarı Ferit Edgü

Onur yazarının Ferit Edgü olduğu ve ana temanın “Umut: düş mü, Gerçek mi?” olarak belirlendiği kitap fuarı otuzuncu yılında 20 konuk yazar, yüzlerce imza günü ve tematik etkinliklerle kapılarını açıyor.

Kitap Fuarını Sosyal Medya’dan Takip Edin


*alıntıdır.

Kitapla, sanatla, sağlıkla, huzurla , sevgiyle kalın.

selma er.

http://selmaer3.blogspot.com/2011/11/kitap-fuarina-gittim.html
Kitap fuarıyla ilgili en güncel haberleri, konuk yazarları, katılımcı yayınevlerini, imza günleri ve etkinlik programıyla ilgili her türlü güncel haberi www.facebook.com/istanbulkitapfuari ve www.twitter.com/kitapfuari üzerinden takip edebilirsiniz.

Bir Hatırlatma: Kitap Fuarı Ziyaret Saatleri Değişti

30. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı hafta içi günlerde öğrenci ve okulların fuarı daha rahat ziyaret edebilmeleri için kapılarını bir saat erken açacak. Kitap fuarı, hafta içi 10.00-19.00 saatleri arasında, hafta sonu ise geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 11.00-20.00 saatlerinde ziyaret edilebilir. İstanbul Kitap Fuarı, kapanış günü olan 20 Kasım 2011 Pazar akşamı ise 19.00’da sona erecektir.

İki Fuar Bir arada: ARTİST 2011

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından düzenlenen 21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, kitap fuarı ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

9.11.2011

ATA'M, SONSUZA KADAR KALBİMİZDE YAŞAYACAKSIN..


ATA'M SONSUZA KADAR İZİNDEYİZ..

O'nu hiç bir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız..

Açtığı yolda birlik ve beraberlik içinde her zaman ileriye, daha ileriye yürümeye devam edeceğiz..

Atatürk'ü  sonsuzluğa uğurladığımız  10 KASIM'da saygı, sevgi, özlem, minnet ve rahmet ile anıyoruz.

http://selmaer3.blogspot.com/2009/11/ulu-onder-ataturkun-cenaze-toreninden.html

http://www.tsk.tr/anitkabir/sanal_muze/index.html

selma er.

29.10.2011

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN..


Cumhuriyet Bayramımızı kutlar,birlik ve beraberlik içinde daha nice güzel bayramlar dilerim.

Türk Milletinin son zamanlarda arka arkaya yaşadığı acılar, Cumhuriyet Bayramı'nın  okullarda  bile kutlanmamasına mazeret olamaz.

Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkalım.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

selma er.

YER GÖK KIRMIZI - BEYAZ..


İLK DEFA CUMHURİYET BAYRAMIMIZI DEVLET KUTLAMADI, MİLLET KUTLADI..

88.DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CUMHURİYET..

İYİ Kİ DOĞDUN..

BİZLER YAŞADIKÇA, ÇOCUKLARIMIZ YAŞADIKÇA,TORUNLARIMIZIN TORUNLARI YAŞADIKÇA HEP VAR OLACAKSIN.



Bu gün Kadıköy Belediyesi'nin Bağdat Caddesi'nde 17. kez düzenlediği ''29 EKİM CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ'' ne katıldık.

Ellerimizde bayraklar, Atatürk ve Şehitlerimizin posterleri, yüreğimizde Vatan sevgisi ile..

Arka arkaya yaşadığımız acılarla kalbimiz buruk da olsa hep birlikte yürüdük, marşlar söyledik,

Belediye Başkanımız Av.Selami Şahin kısa bir konuşma yaptı.

Şehitlerimizin adını tek tek okudu, bizler ''BURADA''  dedik.

Hep birlikte Cumhuriyet Andı'nı tekrarladık.

Tören, İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile sona erdi.

Birlik ve beraberlik içinde nice Cumhuriyet Bayramlarına.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ..

selma er.

23.10.2011

VAN VE ERCİŞ'DE 7.2 ŞİDDETİNDE DEPREM OLDU


ORADA KİMSE VAR MI?

SESİMİ DUYAN VAR MI?

Bu gün Van ve Erciş'de 7.2.şiddetinde deprem meydana geldi.

Çevre il ve ilçelerde de hissedilen deprem sonrasında artçı depremler oluyor.

Doğu Ve Güney Doğu Anadolu'da da hissedilen depremde korku ve panik dolu anlar yaşandı,büyük hasar meydana geldi maalesef.

Şimdi onlara destek olmak zamanı..

Soğukkanlı olmak, panik yapmadan ihtiyacı olanlara destek olmak gerekiyor.

Ulaşım ve iletişimde sorunlar yaşanıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Kızılay, Akut ve tüm sivil savunma ekipleri arama-kurtarma çalışmalarına destek için yola çıktılar.

VAN'da ,Erciş'de meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremde hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.

Yaralılara acil şifalar diliyorum.

Bu ana kadar tahmini can kaybının 1000'e yakın olabileceği söyleniyor.

Daha fazla can kaybı olmaz inşallah.

Tüm Türkiye'ye geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Can kaybının daha fazla olmaması için dua ediyorum.

Can kaybının yanı sıra çok büyük maddi hasar meydana geldi.

Türkiye henüz resmen diğer ülkelerden yardım istememesine rağmen birçok ülkeden yardım talebi geldi.

Başbakan ve diğer bakanlarla görevliler VAN'a gitmek üzere yola çıktılar.

Gündüz güneşli olan hava, gece yerini soğuğa bıraktı.

Şehitlerimizin acısı henüz çok taze iken, bugün yaşanan deprem felaketi sonucunda bir kez daha üzüldük.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19061582.asp
ttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/19062418.asp
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/23468/19063474/1/karim-ve-4-aylik-bebegim-icerde.aspx
http://www.hurriyet.com.tr/planet/19064032.asp
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19062268.asp
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=51331&rid=2&p=1&hid=19062884
ttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/19062891.asp


selma er.

19.10.2011

HAKKARİ'DE HAİN SALDIRI

AĞLARSA ANAM AĞLAR,GERİSİ YALAN AĞLAR...

Söyleyecek birşey bulamıyorum.Şehitlerimize sadece tören yapmakla olmuyor.

Her gün başka analar ağlıyor,ocaklar sönüyor.

Mekanları cennet olsun.

Yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.

Ne zaman bitecek bu acı..

Terörü lanetliyorum.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19024272.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19026340.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19024945.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19025718.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19025525.asp


selma er.

18.09.2011

2011-2012 DERS YILINDA BAŞARILAR..



Yeni ders yılında tüm öğrencilere ve öğretmenlere başarılar dilerim.

Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyetimizin değerlerine bağlı,laik,modern,eğitici ve öğretici bir eğitim sistemi dilerim.

selma er.

4.09.2011

Beyoğlu Sahaf Festivali (6-18 Eylül 2011 )



Beyoğlu Sahaf Festivali, 6-18 Eylül 2011 tarihleri arasında Beyoğlu'ndaki eski Tüyap, şimdiki TRT binası önündeki alanda gerçekleştirilecek.

Önceki yıllarda Taksim Gezi Parkı'nda düzenleniyordu.

Bu yıl beşincisi düzenlenecek olan festivale, Kadıköy, Moda, Sarıyer, Ortaköy, Beyazıt, Şişli ve Beyoğlu başta olmak üzere İstanbul’un birçok ilçesinden ve semtinden toplam 69 sahaf katılacak. Ayrıca Ankara'dan da sahaflar katılacak.

Beyoğlu Belediyesinden festivalle ilgili yapılan açıklama şöyle:

"Birçok konuda ilklere imza atan Beyoğlu Belediyesi, İstanbullu sahaflarla el ele kültür hayatımıza değer katmaya devam ediyor.Beyoğlu Belediyesi tarafından 2008 yılı Mayıs ayında birincisi düzenlenen festivalin bu yıl 5.si düzenleniyor. 5. Beyoğlu Sahaf Festivali 06-18 Eylül 2011 tarihleri arasında Trt yanı Tepebaşı'nda..."

Enva-i çeşit eski ve nadir kitapların satışa sunulacağı festivale, katılımın yoğun olacağı bekleniyor...

Katılımcılar;

1=> Sahaf Yenici
2=> Sahaf Kerime
3=> Sahaf Turkuaz
4=> Sahaf Hermes
5=> Sahaf Kurgu
6=> Sahaf Destina
7=> Sahaf Sercan
8=> Sahaf Nigar
9=> Sahaf Kayıp Kitap
10=> Sahaf İkarus
11=> Kütüphaneciler İst. Şubesi
12=> Beyoğlu Belleği
13=> Türabi Baba Kütüphanesi
14=> Sahaf Senan
15=> Sahaf SCS
16=> Sahaf Eflatun
17=> Sahaf Nar
18=> Sahaf Labirent
19=> Sahaf Gezegen
20=> Sahaf Siyahkalem (Ankara)
21=> Sahaf Yaşam
22=> Sahaf Önder
23=> Sahaf Rengin
24=> Sahaf Kuzguncuk
25=> Sahaf Ege
26=> Sahaf Nermin
27=> Sahaf Arşiv
28=> Sahaf Barış Moda
29=> Sahaf Tezgah
30=> Sahaf Hisar Kitabevi
31=> Sahaf Anadolu Sahaf (Ankara)
32=> Sahaf Babil
33=> Sahaf Mesele Kitabevi
34=> Sahaf Pami
35=> Sahaf Karanfil
36=> Sahaf Simurg
37=> Sahaf Eylül Kitabevi
38=> Sahaf Yol
39=> Sahaf Kamer Kitabevi
40=> Sahaf Kitap İçin
41=> Sahaf Gezgin Sahaf
42=> Sahaf Fatih Bilgi
43=> Sahaf Doğa Kitabevi
44=> Sahaf Nazım Hikmet
45=> Sahaf Ün
46=> Sahaf Ilgın
47=> Sahaf Kitapçı Ahmet
48=> Sahaf Şefkat
49=> Sahaf Cihannüma
50=> Sahaf Patika
51=> Sahaf Kibrit Kitabevi
52=> Sahaf Nadir
53=> Sahaf Halil İbrahim
54=> Sahaf Özer
55=> Sahaf Mihrican
56=> Sahaf Sevgi
57=> Sahaf Ayça
58=> Sahaf Ada
59=> Sahaf 40 Ambar
60=> Sahaf Bizim Sahaf
61=> Sahaf Kırkambar
62=> Sahaf Volga
63=> Sanat Kitabevi
64=> Sahaf Beşiktaş
65=> Sahaf Edebihayat
66=> Sahafistan.com
67=> Sahaf Kağıt Gemi
68=> Eos Kitabevi
69=> Sahaf Kozan
70=> Sahaf Levant
71=> Müteferrika Sahaf
72=> Sahaf Barış - Halil Bingöl


http://www.manahaber.com/detail.asp?id=6873

Eskiden Beyazıt'daki Sahaflar Çarşısı'na giderdim.

Uzun zamandır eskisi gibi değil orası maalesef.

Eski kitapları, dergileri , kartpostalları, afişleri görebilmek ve birkaçını alabilmek için her yıl Sahaf Festivali'ne giderim.

Eski kitapların kokusunu içime çekerim.

İlgimi çeken standlardaki  sahaflarla sohbet ederim.

Eski İstanbul Kartpostalları, birkaç eski kitap, gazete, dergi alırım.

Birkaç fotoğraf çekerim.

Bazen de aklım bulamadıklarımda, bulsam da alamadıklarımda kalır.

Yine de çok mutlu olurum.

Bu yıl Sahaf Festivali'nin eskiden Kitap Fuarı'nın düzenlendiği yerde yapılacak olması ayrıca mutlu etti beni..

Kitap ile,
Sanat ile,
Sevgi ile kalın..

selma er.

16.08.2011

17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ'NİN 12.YILDÖNÜMÜ..

Bugün 17 Ağustos 2011..

Büyük Marmara Depreminin 12. yıldönümü.

Yaşanan büyük acıları unutmadık..

Birçok bina yıkıldı..Konutlar,işyerleri,okullar,fabrikalar,yollar kıllanılamaz hale geldi..

Binlerce deprem mağduru..

Marmara Depremi'nde vefat edenlere bir kere daha rahmet diliyorum..

Depremin karşı konulamaz gücüne karşı belki o anda birşey yapamayız..

Ama deprem öncesi,gerekli tedbirleri,arama kurtarma eğitimlerini almalıyız..

Deprem ve hertürlü afet konusunda bilinçlenmeli,çevremizdekileri de bilinçlendirmeliyiz..

Yeni yapılacak binaları deprem yönetmeliğine uygun yapmalıyız.

Daha eski binaları da depreme karşı güçlendirmeliyiz.

Afet ile ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşlarına destek vermeliyiz.

Mahallelerde verilen deprem eğitimlerine katılmalı,Mahalle afet gönüllüsü olmalıyız..

Ben de 5-6 yıldan beri Kendi mahallemde MAG-Mahalle Afet Gönüllüsü'yüm..

http://www.mag.org.tr/tur/mag.asp

Depremin yıkıcı,öldürücü ,büyük zararlar veren etkilerini unutmayalım,unutturmayalım..

Depremde kaybettiklerimize rahmet,yakınlarına sabır diliyorum.

Depremde yaralanan,yakınlarını kaybeden,evsiz barksız kalanlara da maddi ve manevi desteklerimizi devam ettirmeliyiz.

selma er.

7.08.2011

AFRİKA'DAKİ AÇ İNSANLARA YARDIM EDELİM..


Bölge halkının oldukça zor günler geçirdiğini belirten Somali Sağlık Bakanı Dr. Abdülaziz Nur ,
bu durumun ancak diğer devletlerden özellikle Müslüman ülkelerden gelecek yardımlar sonucu düzeleceğini ifade etti. Bölgede şimdiye kadar böyle bir kuraklık olmadığını belirten Sağlık Bakanlığı yetkilileri, 3 yıldan beri kuraklık yaşandığını bunun sonucunda da çok sayıda vatandaşın açlık ve salgın hastalıklardan dolayı öldüğünü ifade etti.

Bakanlık yetkilileri konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bölgedeki halka acil olarak gıda ve ilaç yardımı yapılmalı. Bunun yanında profesyonel doktor ve hemşireye ihtiyaç var. Eğer diğer ülkelerden yardımlar gelirse buradaki sorunlar çözülebilir. Bizde yardım yapmak isteyen devlet ve vatandaşlara bütün kolaylıkları sağlamaya çalışıyoruz.”




Son üç ayda Somali'de 29.000 çocuk açlıktan öldü..


Onlar, bir yudum sudan ve bir lokma yemekten başka birşey düşünemiyorlar..
Analar,babalar buldukları yemeği çocuklarına yedirmeye çalışmaktan kendileri aç kalıyorlar.
Dayanma güçleri daha nereye kadar.

Onlara tüm Dünya'dan ,BM'den yardım geldiği gibi Türkiye'den de destek veriliyor.


Türk Hükümeti ;

Diyanet İşleri,
Türk Kızılayı,
Sosyal Yardım Kuruluşları,
Yardımsever vatandaşlarımız
aracılığı ile  yardım topluyor.

Banka, internet, telefon, PTT ve Türk Kızılay Şubeleri aracılığı ile para ,gıda, malzeme ve giyim yardımı yapabiliriz.

http://www.kizilay.org.tr/

Bu mübarek günlerde,bu sıcaklarda Afrika'daki aç insanlara yardım için elimizden geleni yapalım.

Ramazanda verceğimiz fitrelerimiz  için en doğru adreslerden birisi AFRİKA'da yardıma muhtaç insanlar.

http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/Default.aspx

AFRİKA’DAKİ KARDEŞLERİMİZİN SİZLERE İHTİYACI VAR.“Her Evden Bir Fitre, Bir İftar Afrika’ya”

http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/Diyanet-Isleri-Baskanligi-Duyuru-11784.aspx

Zaten bir deri,bir kemik kalmış cocuklar ölmesin artık..

Onlara sahip çıkalım.

Tüm olanaklarımız ve dualarımızla onların yanında olalım.

Herkese hayırlı ramazanlar,birlik ve beraberlik içinde sağlıklı günler dilerim.

selma er.

1.08.2011

HAYIRLI RAMAZANLAR.



Herkese ;
sağlıklı,
mutlu,
huzurlu,
bereketli
bir RAMAZAN dilerim.

Bu mübarek günlerde;

Birlik ve beraberlik içinde olalım.
Terör yüzünden analar,babalar, kardeşler,eşler,çocuklar ağlamasın.
Soframızı, suyumuzu, ekmeğimizi paylaşalım.
İhtiyacı olanlara maddi ve manevi yardımlarımızı esirgemeyelim.

Sıcak yaz günlerinde oruç tutarken ;

güneşin altında dolaşmamaya,
iftar ve sahurda bol bol su içmeye,
aşırı yağlı ve ağır yiyeceklerden kaçınmaya çalışalım.

Herkese hayırlı Ramazanlar ve sonrasında güzel bir bayram dilerim.

selma er.

19.06.2011

BABALAR GÜNÜ


Tüm babaların,dedelerin,babasına hayırlı evlat olabilenlerin,çocuklara baba sevgisi ile yaklaşan,koruyan herkesin babalar gününü kutlarım..



Şehit babalarına ve analarına sabırlar dilerim..

Allah hiç kimseye evlat acısı göstermesin..


Ben babamı 7 yaşımda iken kaybettim.

Babasız büyüdüm.

Babam vefat ettiğinde 51 yaşında idi..


Mekanı cennet olsun..

Evlatlarımız kendi ailelerini seçemiyor..


Onları bizler dünyaya getiriyoruz,yetiştiriyoruz..


Topluma yararlı,ailelerine,vatanına,bayrağına,Cumhuriyetine bağlı evlatlar yetiştirebilmemiz ,onları teröre, uyuşturucuya,kötülüklere kurban vermememiz dileği ile..

Tüm babaların babalar günü kutlu olsun..

Aramızda olmayan babalarımıza da rahmet diliyorum..


selma er.















12.06.2011

ATA'M,SONSUZA KADAR İZİNDEYİZ..


ATA'm,

İzini kaybettirmeye çalışıyorlar..

ATA'm,

Aydınlattığın yolumuzu kara çarşaflarla karartmaya çalışıyorlar..

ATA'm,

Bizler  sonsuza kadar senin yolunda, senin izinde olacağız..

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

selma er.

7.05.2011

Sol yanım acıyor anne

annemin gençlik  fotoğrafı..

''Merhaba anne,

Yine ben geldim.

Merak etme okuldan çıktımda geldim.

Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama

Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de

Onun için söylüyorum.

Geçen hafta öğretmen,

Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte

Öğretti sağımı solumu.

Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi


Ağrıyan yanımın neresi olduğunu


Şimdi iyi biliyorum anne.


Hani geçen geldiğimde


Şuram acıyor işte şuram demiştim de


Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne


Bak şimdi söylüyorum


Şuram işte,


Sol yanım çok acıyor anne.


Hem de her gün acıyor anne her gün.


Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.


Elinden tutup okula getirdi.


Yakası da danteldi.


Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.


Bende ağladım,


Ağladım hiç de utanmadım.


Öğretmen ne oldu dedi.


Düştüm dizim çok acıyor dedim.


Yalan söyledim anne.


Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.


Bugün bende saçım örülsün istedim.


Babam ördü ama onunki gibi olmadı.


Dantel yaka istedim.


Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.


Bari okula sen götür dedim.


"kızım, iş" dedi.


Bende banane dedim, ağladım.


"kızım, ekmek" dedi babam.


Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.


Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.


Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.


Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.


Babam hepsini birlikte yıkıyor.


Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?


Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.


Üzülmesin diye söylemiyorum ama


Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.


Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.


Hava kararıyor, ben gideyim anne.


Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.


Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.


Kim bozuyor toprağını,


Çiçeklerini kim koparıyor.


İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.


Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >>


Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.


Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını


Şu kavanozda biriktirdim.


Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.


Her sabah onu öpüyor kokluyorum.


Kimseye söyleme ama anne


Bazen de konuşuyorum onunla.


Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.


Ha unutmadan,


Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.


Ben babama yazdıracağım.


Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.


Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.


Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.


Hiç bir şey yutamıyorum.


Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.


Kağıda da böyle yazamam ya anne.


Ben gidiyorum anne,


Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.


Mutlaka gel anne,


Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >>


Sol yanım acıyor anne.


İşte tam şurası,


Sol yanım çok acıyor anne.


Seni çok özledim,


Anne çook... '' (Şair: Ayla Aydemir)

http://www.izlesene.com/video/muzik-bedirhan-gokce-sol-yanim-aciyor-anne/1759775

*


Bu özel ve güzel günde;

ANNELER GÜNÜ'nde;

Tüm annelerin,


anne olmasalar bile çocuklara anne sevgisiyle yaklaşan ve onları bağırlarına basan tüm kadınların,


bebek bekleyenlerin,


asker annelerinin,


şehit annelerinin,


anne yarısı teyzelerin,


annesine hayırlı evlat olabilen tüm evlatların ANNELER GÜNÜ'nü kutluyorum..



Annesi vefat edenlere,

annelerini ve babalarını kaybeden tüm çocuklara ANNE YÜREĞİNİ açan tüm kadınlara sevgilerimi gönderiyorum..

Ben de annemi 26 yıl önce 70 yaşında iken  kanserden kaybettim..


Çok acılar çekti..


Ölüm kurtuluşu oldu..



Allah kimseye ANNE acısı göstermesin..


Hiçbir anneyi de EVLADINDAN ayırmasın..



ANA HAKKI ÖDENMEZ...

AĞLARSA ANAM AĞLAR,GERİSİ YALAN AĞLAR..



selma er...

23.04.2011

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız Kutlu olsun


Bugün, 23 NİSAN..


''ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI''

Dünya'da ÇOCUKLARA hediye edilen TEK BAYRAM..

Hepimizin bu güzel ve özel BAYRAMI kutlu olsun..

Bu özel günde ATATÜRK'ün Türk Gençliğine emanet ettiği Cumhuriyet'imize sahip çıkalım..

Atatürk'ün Türk Milleti için söylediği bazı sözleri tekrar hatırlayalım ve hiçbir zaman unutmayalım, unutturmayalım..

İşte O Sözlerden Bazıları ;

*'' Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

* Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

*Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

*Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

*Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

*Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

*Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

*Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

*Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

*Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

*Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

* Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.

* Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

* Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

* Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

* Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

* Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

* Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

* Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

* Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

* Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

* İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

* Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

* Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

* Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

* Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

* Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

* Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

* Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

* Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

* Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

* Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

* Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir.

* Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

* Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

* Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.

* Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.''

''23 NİSAN '' ile ilgili kısa bilgi aşağıdadır;

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1935 yılından itibaren kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin millî bayramıdır.

23 Nisan 1920 yılında TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan Hakimiyet-i Milliye bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23-30 Nisan'ı Çocuk Haftası ve haftanın ilk gününü de çocuk bayramı ilan ettiği 1935'den itibaren kutlanmaya başlanan bayramdır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında bir araya getirilmiştir.

Hakimiyet-i Milliye bayramı , Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılışını kutlamak amacını taşırken ; Çocuk bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımakta idi.

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO'nun 1979'u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.

Çocuklar, Gençler, Anneler, Babalar, Dedeler, Nineler..

Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanet..

B i z l e r e    EMANET..

Bu özel günde ;

*Atatürk'e,

*Silah Arkadaşlarına ,

*Mehmetciklerimize,

*Tüm Gazi ve Şehitlerimize

minnet duygularımı ifade etmek istiyorum..


NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE ..

selma er..


http://tr.wikipedia.org/wiki/23_Nisan_Ulusal_Egemenlik_ve_%C3%87ocuk_Bayram%C4%B1

2.04.2011

LEMAN AKSOY GÜNGÖR

 

İstanbul 3. Bölge Milletvekili Aday Adayı

LEMAN AKSOY GÜNGÖR
Dr. Öğretim Görevlisi

''1980 Bursa işletme Fakültesini bitirmiştir.Daha önce başladığı Bankacılık mesleğini 23 yıl Etibank İnterbank ve Pamukbankda Şef ,Müdür Yardımcılığı ve Bölüm Müdürlüğü yapmıştır.Bu süre içinde de Marmara Üniversitesinde Bankacılık Sigortacılık Bölümünde Bankalarda kredi Pazarlama tezini yazmıştır. 1994 yılında BDT (Bağımsız Diğer Topluluklar) ülkelerine Birleşmiş Milletlerle Türkiye deki Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA )Kanalı ile imzalanan sözleşme ile Banking Adviser olarak Moldova,Ukrayna,Moskova,Romanya ülkelerinde Banka kuruluş ve Muhabir Banka çalışmalarında bulunmuştur. Birleşmiş milletler kütüğünde daimi yer almıştır.1996 yılında Türkiye de Biltek Üniversitesi daha sonra 1997-2002 Marmara Üniversitesi Bankacılık Bölümünde Öğrt.Görevlisi olarak çalışırken eş görevi nedeni ile Azerbaycan Bakü de Devlet İşletme Fakültesinde akademisyenliğine devam ederek doktora yapmıştır.2008-2009 Öğretim yılında Okan Üniversitesi Hasanpaşa kampusünde İşletme program başkanı olarak görevine devam etmektedir. ''
SN.Leman Aksoy Güngör,benim 30 yıldan beri en yakın arkadaşım ve dostumdur.İki ayrı bankada birlikte çalıştık.
En yakın aile dostumuzdur.
İyi bir arkadaş,iyi bir dost,iyi bir kardeş,iyi bir eştir.
Herşeyden önce iyi bir insan,tam bir Cumhuriyet Hanımefendisidir.
Dürüstlüğü,doğruluğu,bilgisi,genel kültürü, etik davranışları,verdiği sözleri yerine getirmesi,yardımseverliği,fedakarlığı, empati kurması, ileriyi görmesi, planlı ve programlı çalışması, özverisi, Atatürk ve Cumhuriyet İlkelerine içten bağlılığı aklıma gelen sadece bazı özellikleri.
Onu kelimelerle anlatmak yeterli olmaz.
Yıllardır yapmak istediği şeyi yapıyor şimdi.
CHP'den Milletvekili adayı olmasının bence tam zamanı .
Değerli arkadaşımın her zaman ,her türlü desteğimle yanındayım.
Güvenim sonsuz.
Bu vesile ile memlekete çok daha büyük hizmetler yapacağına inanıyorum.
Başarıların bundan sonra da beni mutlu edecek sevgili arkadaşım.
SN. LEMAN AKSOY GÜNGÖR, CHP-İSTANBUL 3.BÖLGE'DEN MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLARAK SEÇİMLERE KATILIYOR.
ONU OYLARINIZLA DESTEKLERSENİZ ÇOK SEVİNİRİM.
TEŞEKKÜRLER.
selma er.

1.04.2011

YAŞAMDAKİ ROLÜMÜZ..



Bu gün 1 Nisan 2011..


İkiz kardeşim ve benim doğum günümüz..


İnsan doğum gününde;

Birçok şey düşünüyor.

Hayatı boyunca yaptıklarının-yapmak istediklerinin-yapamadıklarının muhasebesini yapıyor..


Düşünüp duruyor..


Ben de öyle..


Doğum Günümde ;


Bu Dünya'ya gelmek için bir nedenim vardı herhalde diyorum..


Bu güne kadar hep iyi niyetli, dürüst, yardımsever, özverili olmaya çalıştım..


Belki bir-iki kere birilerinin yüzünü güldürebildim..


Belki hiç istemesem de, ya da farkında olmasam da birilerinin kalbini kırdım..


Ama insanları, doğayı, tüm canlıları sevmeye, saymaya, korumaya çalıştım..

Benim için bu özel günde aşağıdaki yazıyı sizlerle paylaşmak istedim..


''Stewart, minik bir kasabadaki fakir bir işadamıydı.

Çocukluğundan beri bütün hayali dünyayı dolaşmaktı ama art arda gelen


olaylar yüzünden kasabasını terk edememiş, sonunda babasının pek de parlak


olmayan işini devralmak zorunda kalmıştı.

Sevdiği bir karısı ve çocukları vardı.

Ama işler iyi gitmiyordu.

Borçlar birikmişti.


Yaşadığı hayal kırıklığına bir de borçlar eklenince dayanacak gücü kalmamıştı.


Karlı bir gece arabasına binip, kasabanın biraz ötesinden akan nehrin kıyısındaki bara gidip iyice sarhoş olana kadar içtikten sonra kendini köprünün üzerinden atıvermişti.


Stewart sulara düşerken, karanlık göklerden gelen bir konuşma duyuldu.


Tanrı, "ikinci sınıf meleklerden" birine görev veriyordu.

- Eğer bu ümitsiz adama yeniden yaşama isteği vermeyi başarırsan, ben de sana çok istediğin o iki kanadı verir, seni birinci sınıf melek yaparım.

Ve, yeryüzüne tonton, yaşlı bir adam kılığında "başarısız" bir melek düşüyordu.

O güne dek bir türlü verilen görevleri doğru dürüst yerine getiremediği için istediği kanatlara kavuşamayan, kederli bir melekti bu.

Görevi ise çok zordu.

Tümüyle çaresiz, borçlar içinde yüzen, hayallerini kaybetmiş, istediklerinden hiçbirine kavuşamamış, dünyayı gezmek isterken önemsiz bir kasabaya sıkışıp kalmış bir adama hayatı yeniden sevdirecek, onu intihardan vazgeçirecekti.

Melek yeryüzüne indiğinde, bir polis Stewart'ı sulardan çıkarıyordu.

Onu, kendini sulara atmadan önce son içkisini içtiği bara götürüyordu ama orası şimdi çok değişikti.

Serserilerin toplandığı, pis bir batakhane olmuştu.

Kimse Stewart'ı tanımıyordu.

Stewart kasabaya dönüyordu ama orada da eski dostları onun kim olduğunu bilmeyen gözlerle ona bakıyorlardı.

Kasaba bakımsızdı, çirkindi, karanlıktı.

Eski bir okul arkadaşı arka sokaklarda fahişelik yapıyordu.

Karısı ise bir kütüphanede çalışan zavallı bir yaşlı kızdı.

O sulara atlamadan önce ünlü bir adam olarak dünyayı dolaşan erkek kardeşinin ise bir kilisenin bahçesinde mezarı duruyordu.

Stewart, suya düşmesiyle çıkması arasında geçen bu beş dakikada her şeyin nasıl bu kadar değişebilmiş olduğunu anlayamadan etrafına bakarken "ikinci sınıf melek" yanına yaklaşıyordu.

Ona anlatmaya başlıyordu.


- Sen hayatına son vermek istedin ya, ben daha iyisini yaptım, sen hiç bu dünyaya gelmemiş gibi oldun...
Sen olmamış olsaydın ne olacaktı, gör...


Kardeşim ne zaman öldü, diye soruyordu Stewart.


- Sen dokuz yaşındayken o kuyuya düşmüştü ve sen onu kurtarmıştın... Ama ben senin doğumunu iptal edince ve sen hiç doğmayınca onu kurtaracak kimse de olmadı... O çocukken öldü.


- Peki sınıf arkadaşım ne zaman fahişe oldu?


- Bir gün o çok parasız kalmıştı, para bulabileceği hiçbir yer yoktu ve sen ona borç vermiştin... Ama sen olmayınca o gece kendini sattı ve sonra fahişe olarak kaldı.


- Kasaba niye böyle bakımsız ve korkunç gözüküyor?


- Çünkü sen babanın yerini aldıktan sonra insanlardan para toplayıp kooperatifler kurmuştun, binalar yapmıştın, kasaba gelişmişti... Sen hiç olmadığın için o kooperatif kurulmadı, o binalar yapılmadı, kasaba bakımsız kaldı, o inşaatta çalışıp para kazanan birçok insan para kazanamayıp serseri oldu.


Bütün seyircilerle birlikte Stewart da, bir insanın farkına varmadan ne kadar çok başka insanın hayatına değdiğini, o hayatları varlığıyla değiştirdiğini, en sıradan insanın bile bu hayatta tahmin edemeyeceği ölçüde önemi olduğunu görüyordu.


Tavana asılmış, birçok değişik parçadan oluşmuş oyuncaklar vardır, her bir


parça başka bir parçaya dokunarak bir rüzgar yaratır ve oyuncak dönüp durur.


O parçalardan birini çıkardığınızda bütün rüzgarı kesersiniz.


Oyuncak kımıltısız kalır.


Frank Capra'nın o filminde de, hayatın aynen o oyuncak gibi birbirine değen insanlarla döndüğünü, aradan bir tek insanı bile çıkarıp aldığınızda hayatın dönüşünü etkilediğinizi, birçok olayın farklılaştığını, herkesin sandığından daha büyük bir rolü ve değeri olduğunu anlıyordunuz.


Değersiz ve işlevsiz kimse yoktu.


Stewart, o yaşlı ve tonton "ikinci sınıf" melek sayesinde bu gerçeği görünce intihar etmekten vazgeçiyordu.


Kendisine o kadar manasız ve değersiz gözüken hayatının aslında birçok insan için ne kadar değerli olduğunu kavrıyordu.


O intihar etmekten vazgeçince yeniden her şey eskisine dönüyordu.


"Bu muhteşem bir hayat" isimli film, mutlu sonla biterken de gökyüzünde


bir "çın" sesi duyuluyordu.


Tonton meleğe, Tanrı çok arzuladığı kanatlarını veriyordu.


Kendimizi manasız ve yararsız bulduğumuz zamanlar vardır.


Değersiz olduğumuzu, sevilmediğimizi düşünürüz.


Hayalkırıklıklarıyla dolu hayatımızda neden istediklerimizin hiç gerçekleşmediğini merak ederiz.


Cevaplar ararız.


Bulamayız genellikle.


Cevaplar vardır aslında.


Kendimizi yararsız bulduğumuzda çok yararlı işler yapmışızdır, sevilmediğimizi sandığımızda sevilmişizdir, değersiz olduğumuzu düşündüğümüzde değerimizi bilenler çıkmıştır.


Birçok hayatı aynı anda kımıldatan o sihirli rüzgarı yaratmakta bizim de farkına varmadığımız büyük bir rolümüz olmuştur.


Eğer Tanrı "ikinci sınıf" meleklerinden birini bize gönderse ve bizsiz bir hayatın nasıl olacağını gösterseydi, sanırım hepimiz kendimize de hayata da başka türlü bakardık.


Hatta, o melek bize "istediklerimiz gerçekleştiğinde nasıl bir hayatımız


olabileceğini" gösterseydi belki istediklerimizin gerçekleşmemesi için dua ederdik.


Bu muhteşem bir hayattır.


Cevabı ve sırrı kendi içinde saklıdır.


Ve, o hayatı hep birlikte yaparız.


Bazen rolümüzden şikayet ediyorsak, bu da rolümüzün kıymetini bilemememizdendir. ''

Ahmet Altan.


Herkese sağlıklı, mutlu, sevgi dolu günler dileğiyle...

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/dogum-gunumuz-1-nisan.html


selma er.

27.03.2011

27 MART - DÜNYA TİYATRO GÜNÜ KUTLU OLSUN..

27 Mart Dünya Tiyatro Günü, bugün Türkiye'nin dört bir yanındaki tiyatro grupları tarafından verilecek ücretsiz temsillerle kutlanıyor. ...

DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ'nde tüm tiyatro sanatçılarının ve tiyatroya emeği geçen herkesin gününü kutluyorum..


Aramızdan ayrılan Tiyatro Sanatçılarımızı da rahmetle anıyorum..

Tiyatro'ya ve sanatçılarına gereken değerin verilmesini diliyorum..

Çocuklarımıza küçük yaşta tiyatro sevgisi, bilinci, bilgisinin verilmesini diliyorum.

Onları Çocuk  Tiyatrolarına götürmeliyiz.

Tiyatroya ilgisi, yeteneği ve hevesi olan çocuklarımıza drama ve tiyatro eğitimi aldırmalıyız..

Aslında, bence yaşam başlıbaşına bir tiyatro sahnesi...

Biz de o tiyatronun oyuncularıyız..

''Tiyatro Perdeleri''mizin hep açık kalması dileğiyle..

http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya_Tiyatro_G%C3%BCn%C3%BC

http://www.tiyatronet.com/haber_detay.asp?haberID=539

selma er.

18.03.2011

18 Mart-Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü

Bu gün, 18 Mart 2011

18 Mart-Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü..


Canları pahasına bu toprakları düşmana vermeyen şehitlerimizi bu çok önemli günde rahmet,minnet,gurur ile anıyorum..

Bugünlere gelebilmemiz için ne fedakarlıklar yapıldığını unutmayalım,unutturmayalım..

Tüm Dünya'ya ÇANAKKALE'nin ve Vatanımızın topraklarının tamamının GEÇİLMEZ olduğunu ve olacağını bir kez daha duyuralım..

Ne mutlu Türk'üm diyene..

selma er.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87anakkale_Sava%C5%9F%C4%B1


http://www.360tr.net/17_canakkale/gelibolu/

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/18-mart-canakkale-zaferinin-yldonumu.html

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/cepheden-mektuplar-1.html

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/cepheden-mektuplar-2.html

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/cepheden-mektuplar-3.html

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/cepheden-mektuplar-4.html

http://selmaer3.blogspot.com/2010/03/cepheden-mektuplar-5.html

14.03.2011

Hipokrat yemini ve Tıp Bayramı



Bu gün 14 Mart 2011..

Tıp Bayramı..




Tüm Doktorların, Sağlık Çalışanlarının ''14 MART TIP BAYRAMI'' nı kutlarım..

Yaşarken, birşeylere koştururken, okurken, çalışırken,

Kısaca;

Hayat akıp giderken..

Bir çoğumuz farkına varamıyoruz aslında..


Neyin ya da nelerin bizim için daha önemli, daha değerli olduğunu..

Ne zaman ki sağlığımız bozuluyor, bir yerimiz ağrıyor, sakatlanıyoruz, belki nefes alamaz hale geliyoruz..


İşte o zaman anlıyoruz;


Dünya'da sağlıktan ve sevgiden daha önemli bir şey yok aslında..


Paranın satın alamayacağı tek şey SAĞLIK..



Tüm yaşamımız boyunca;



Doğumumuzdan ölümümüze kadar sağlık ve hastalık ile ilgili her ihtiyaç duyduğumuzda başvurduğumuz; hastalığımıza teşhis koyan, bizi tedavi eden, en önemlisi hiç bir zaman ''Hipokrat Yeminini'' unutmayan değerli doktorlarımıza, hemşirelerimize, tüm sağlık çalışanlarımıza bu vesileyle teşekkürlerimi ve minnet duygularımı sunuyorum..


Atatürk, ne güzel söylemiş;

''Beni Türk Doktorlarına emanet edin'' demiş..

Kanuni Sultan Süleyman'ın dediği gibi;

''halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi


olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi... ''



14 MART TIP BAYRAMI'nda;


*Dünya'da ve Türkiye'de Sağlık hizmetlerinden tüm hastaların gerektiği şekilde yararlanmasını dilerim..

*Özellikle Acil Servislerin, Ambulansların en hızlı ve doğru bir şekilde insan hayatına gereken değeri vererek ilk müdahaleleri yapmalarını, 1 dk'nın bile sağlık konusunda ne kadar önemli olduğunu  unutmamalarını hatırlatırım..

*Özellikle İstanbul'da bazı kişiler tarafından Ambulansların trafikte sağladıkları öncelik avantajlarını -taksi niyetine- kötüye kullanmamalarını önemle rica ederim..


*Bu vesileyle her zaman her ortamda tekrarladığım ''KAN BAĞIŞI'' ve ''ORGAN BAĞIŞI'nın önemini bir kere daha hatırlatmak isterim..

*Doktorlarımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza; Hastalarına daha iyi bakabilecekleri, tam donanımlı hastaneler, hasta başına muayene ve tedavi için gerekli sürelerin ve şartların sağlanmasını dilerim..


*Maddi durumu yetersiz olan hiç bir hastanın hastanede rehin kalmamasını da diliyorum..

*Bu vesileyle Doktor olan yakınlarımın da Tıp Bayramını kutluyorum, hastalarına acil şifalar diliyorum..


selma er




Orjinal Hipokrat Yemini'nin Türkçeye çevrilmiş hali aşağıdaki gibidir:



''Hekim Apollon Aesculapions, Hygia Panacea ve bütün Tanrı ve Tanrıçalar adına. And içerim, onları tanık ve şahit tutarım ki, bu andımı ve verdiğim sözü gücüm kuvvetim yettiği kadar yerine getireceğim. Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım. Paraya ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim. Öğrenmek istedikleri takdirde onun çocuklarına bu sanatı bir ücret veya senet almaksızın öğreteceğim. Reçetelerin örneklerini, ağızdan bilgileri şifahi bilgileri ve başka dersleri evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekim andı içenlere öğreteceğim. Bunlardan başka bir kimseye öğretmeyeceğim. Gücüm yettiği kadar tedavimi hiçbir vakit kötülük için değil yardım için kullanacağım. Benden zehir isteyene onu vermeyeceğim gibi, böyle bir hareket tarzını bile tavsiye etmeyeceğim. Bunun gibi bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. Fakat hayatımı, sanatımı tertemiz bir şekilde kullanacağım. Bıçağımı mesanesinde taş olan muzdariplerde bile kullanmayacağım. Bunun için yerimi ehline terkedeceğim. Hangi eve girersem gireyim, hastaya yardım için gireceğim. Kasıtlı olan bütün kötülüklerden kaçınacağım. İster hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan mazarattan sakınacağım. Gerek sanatımın icrası sırasında, gerek sanatımın dışında insanlarla münasebette iken etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.''