30.10.2008

ARTİST 2008

18.istanbul sanat fuarı
ve
27.istanbul kitap fuarını
TÜYAP BEYLİKDÜZÜ'nde gezebilirsiniz..

Sanat ve Kitapla dolu güzel günler dilerim...

27.İSTANBUL KİTAP FUARI

İstanbul Kitap Fuarı 1 Kasım 2008 Cumartesi günü kapılarını kitapseverlere açmaya hazırlanıyor...

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de, 1-9 Kasım 2008 tarihleri arasında düzenlenecek olan 27. İstanbul Kitap Fuarı kapılarını kitapseverlere açmaya hazırlanıyor.


Bu sene “1968: 40 Yıl Önce, 40 Yıl Sonra” temasıyla düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’na yaklaşık 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılacak; panel, söyleşi, konser, şiir-dinletileri ve çocuk etkinlikleri gibi 282 kültür etkinliğinde ve imza günlerinde 750 yazar okurlarıyla buluşacaktır.



Onur Yazarı: Füruzan
27. İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı Füruzan, fuar süresince çeşitli etkinliklerde okurlarıyla bir araya gelecek. Ödül töreni ise 3 Kasım 2008 Pazartesi akşamı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi/Interexpo Salonu’nda düzenlenecektir. Fuar süresince Füruzan’ın yaşamından kesitlerden oluşan ve tasarımını Sadık Karamustafa’nın yaptığı Onur Yazarı Sergisi “Füruzan Diye Bir Öykü” üst kat fuayede yer alacaktır.

68 Hareketinin Önemli İsimlerinden Tarıq Ali İstanbul Kitap Fuarı’nda
Fuara 68 hareketinin önemli aktivistlerinden yazar Tarıq Ali konuk olarak gelecek ve 2 Kasım 2008 Pazar günü “Avrupa’da 68 Hareketi” konulu panele konuşmacı olarak katılacaktır. Okurlarıyla bir araya gelecek olan Tarıq Ali Londra’da yaşıyor ve tarihçi kimliğinin yanı sıra New Left Review dergisinin editörlüğünü de yürütüyor.

Tema çerçevesinde gelecek bir diğer konuk ise Mark Kurlansky. Amerikalı gazeteci-yazar Kurlansky ilk kez İstanbul Kitap Fuarı’nın konuğu olarak geliyor. 68’in 40. yılı nedeniyle fuarın konuğu olan Mark Kurlansky, 1 Kasım 2008 Cumartesi günü “1968: 40 Yıl Önce 40 Yıl Sonra” panelinde okurlarıyla buluşacaktır.

Tema kapsamında fuarın diğer önemli ismi ise Che Guevara üzerine yazdığı kitaplarla ve çektiği belgesel filmlerle tanınan Küba’lı yazar Froilan Gonzalez’tir. Gonzalez’in Che Guevara üzerine yazdığı 10’dan fazla kitabı bulunmaktadır.
Latin Amerika’dan fuara gelecek bir diğer önemli isim ise, bu sene ilk kez fuara katılan Venezüella’lı yazar Luis Britto Garcia’dır. Garcia, Venezüella edebiyatı üzerine çalışmalarda bulunuyor ve fuarda bu konuda bir panele konuşmacı olarak katılacak.
Fuarın diğer konukları; Dürzi kökenli, Arapça yazan ve Filistin-İsrail barışında çok etkin bir rol oynayan Filistinli şairler Moaen Shalabia, Naim Aradiy, Agi Mishol, Hava Pimhas Cohen, Mageed Asakly; S. Fischer Vakfı’nın konuğu olarak Almanya’dan Thomas Brüssig, Thomas Glavinic ;Avusturya’dan Dimitre Dinev; Romanya’dan Nicolae Breban, Aura Christi ve İngiltere’den çocuk kitabı yazarı Ian Beck fuarın bu seneki konukları arasındadır.

Fuar’ın yabancı katılımcıları:
27. İstanbul Kitap Fuarı bu sene ilk kez Rusya ve Venezüella’dan yayıncılar ve Yayıncılar Birliği temsilcilerini ağırlarken fuarın diğer katılımcıları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Ermenistan, Hindistan, İtalya, İngiltere, İspanya, İsveç, İran, Kosova, Küba, Letonya, Makedonya, Polonya, Romanya ve Yunanistan’dan yayınevleri bulunuyor.

TÜYAP Arkeoloji’ye Destek Veriyor-Arkeoloji Sanat Yayınları’nın 30. Yaşını Kutluyor!
1978 yılında ülkemizin arkeoloji alanındaki ilk popüler dergisi Arkeoloji ve Sanat'ı çıkarmakla yola çıkan yayınevi bugüne kadar yayınladığı kitaplarla da Türkiye'nin zengin kültür mirasını, tarihi eserlerini arkeolojik zenginliklerini konu alan çok sayıda eseri kültürümüze kazandırdı. Arkeoloji ve Sanat'ın "toprağın altından kağıdın üzerine" 30 yıllık yayın serüveninin ürünleri yeni çıkan dergi ve kitaplarla birlikte Tüyap'taki standlarında okuyucularla buluşacak. TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş., Arkeoloji Sanat Yayınları’nın 8 Kasım 2008 Cumartesi günü fuar kapsamında gerçekleşecek 30. Yıl Kutlaması’na ev sahipliği yapacak.

Fuar’ın Sergileri:
Fuarda Onur Yazarı sergisinin yanı sıra, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından Türk Kitap Sanatları örneklerinden oluşan “Geleneksel Türk Kitap Sanatları: Bugünün Ustaları’’; Bergama Yortanlı Kurtarma Derneği tarafından düzenlenen “Üç Sessiz Çığlık: Allianoi, Hasankeyf, Zeugma’’; Kamil Koç-Yolculuk dergisi tarafından düzenlenen “Anadolu’da Tarihe, Kültüre, Doğaya, İnsana Yolculuk’’ başlıklı fotoğraf sergisi 6. salon içinde gerçekleştirilecektir.

İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından düzenlenen 18. İstanbul Sanat Fuarı/ARTİST 2008 ile eş zamanlıgerçekleştirilecektir. Öğrenci, öğretmen ve emeklilere ücretsiz olan fuar giriş bedeli 5 YTL’dir. Fuarlar, 1-8 Kasım 2008 tarihleri arasında 11.00-20.00 saatleri, kapanış günü 9 Kasım 2008 tarihinde ise 11.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

ÜCRETSİZ SERVİS SAATLERİ:

TAKSİM ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
Geliş: 10.00 - 16.00
(Yukarıdaki saatler arasında her yarım saatte bir hareket edecektir.)

Dönüş: 14.00 - 20.00*
(Yukarıdaki saatler arasında her saat başı hareket edecektir.)



BAKIRKÖY DENİZ OTOBÜSLERİ İSKELESİ OTOPARKI
Geliş: 10.00 - 16.00
(Yukarıdaki saatler arasında her yarım saatte bir hareket edecektir.)

Dönüş: 14.00 - 20.00*
(Yukarıdaki saatler arasında her saat başı hareket edecektir.)

9 Kasım 2008 günü fuar alanından son otobüs hareket saati 19.00 olacaktır.


BEYLİKDÜZÜ - FUAR ALANI RİNG SEFERİ

BEYKENT-BEKO-BİZİMKENT-BÜYÜKŞEHİR-MİGROS-CARREFOURSA-TATİLYA-BÜYÜKŞEHİR-FUAR ALANI
duraklarından 11.00 - 18.00 saatleri arasında her saat başı yapılmaktadır.


BÜYÜKÇEKMECE - FUAR ALANI RİNG SEFERİ

ECZANE-BÜYÜKÇEKMECE ANA ÜST GEÇİT-FUAR ALANI duraklarından 11.00 - 18.00 saatleri arasında her saat başı yapılmaktadır.


HAFTA İÇİ

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ (Fındıklı)

Geliş: 10.00 - 13.00
Dönüş: 16.00

FUAR SÜRESİNCEBOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ (Rumeli Hisarüstü Durağı)

Geliş: 10.30
Dönüş: 16.00

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (Maslak)

Geliş: 10.30
Dönüş: 16.00

Tüyap önceden bildirmeksizin ek sefer düzenlemek ve hareket saatlerini değiştirmek hakkına sahiptir.



TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZİ’NE FUAR SÜRESİNCE GEÇERLİ
İETT OTOBÜSLERİ HAREKET NOKTALARI VE SAATLERİ

Durak Yeri Fuar süresince geçerli hareket saatleri

Bakırköy

Fuara Geliş
Fuardan Dönüş
Özgürlük Meydanı
Kaymakamlık Önü 10.30/16.00 arası 13.00/20.00 arası



Avcılar

Fuara Geliş
Fuardan Dönüş*
Metrobüs
Son Durağı 10.30/16.00 arası 13.00/20.00 arası



İETT otobüsleri, hareket noktalarından yirmi dakika arayla hareket edecektir.*

*Bakırköy ve Avcılar hareket noktalarından, 1 bilet (tam / indirimli) geçerlidir.

İETT önceden bildirmeksizin hareket yerleri ve saatlerini değiştirme hakkına sahiptir.

* 9 Kasım 2008 günü fuar alanından son otobüs hareket saati 19.00 olacaktır.



*alıntı..

http://www.istanbulkitapfuari.com/
*ayrıntılı bilgi için yukarıdaki adresi ziyaret ediniz..

Herkese ''KİTAP DOLU '' günler dilerim...

28.10.2008

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

*alıntı..

CUMHURİYETİMİZİN 85.YILI HEPİMİZE KUTLU OLSUN..

BİRLİK VE BERABERLİK İLE CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKALIM..

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

SABANCI MÜZESİ'ndeki ''İSTANBUL'DA BİR SÜRREALİST:SALVADOR DALİ'' Sergisine gittim..

Bugün..
26.10.2008..
İstanbul'da bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken;
Uzun zamandır gitmeyi hayal ettiğim SALVADOR DALİ Sergisine ailem ile beraber gittik..

Yağmurlu havaya,yoğun köprü trafiğine rağmen,bizim gibi çoluk cocuk sergiyi gezmeye gelen bir çok kişi vardı..

Bu arada, arabayı Emirgan Parkı'na park ettik..Oradan sürekli ring seferi yapan Müzenin servis aracı ile SSM'ye gittik..Dönüşte de aynı araç ile Emirgan Parkı'na arabamızın yanına ulaştık..Bu servis hizmetinden dolayı Müze Yönetimine teşekkürler...

Hızlı bir tempo ile -nasıl olsa en az 3-4 kere daha sergiyi gezmeye geleceğimizi düşünerek- yaklaşık 4 saat sergiyi gezdik..


Gala-Salvador Dali Vakfı’nın işbirliğiyle hazırlanan hediyelik eşya bölümünde;
serginin kitabı-2 adet-,çocuklar için ayrıca bir sergi kitabı,poster,dudaklı çanta, dudaklı bir kaç ürün,mum,kahve fincanı,kupalar, kalem, silgi, not defteri,çocuk boyama kitabı,tişört vb..çeşitli DALİ ürünleri yer alıyor....

Sergi, 20 Eylül 2008- 20 Ocak 2009 tarihleri arasında pazartesi hariç her gün, 10:00-18:00 saatleri arasında gezilebilecek. Ramazan Bayramı’nın ilk günü (30 Eylül 2008) ve Kurban Bayramı’nın ilk günü (8 Aralık 2008) ile 1 Ocak 2009 tarihinde kapalı olacak.

Sergide flaş kullanmadan fotoğraf çekilebiliyor..

Girişte ücretsiz olarak temin edebileceğiniz Özel kulaklık ile Sergideki resimler hakkında bilgi edinebiliniyor..

Hediyelik dükkanından aldıklarım ;
Sergi Kitapları,
kupalar,
not detferi,
minik bir heykel reprodüksüyonu,
dudak şeklinde bir cüzdan..

Hediyelik dükkanında kalmadığı için alamadığım DALİ POSTERLERİ'ni inşallah bir daha gidişimde bulabilirim...

Yorulduğumuzda Serginin cafesinde ÇAY MOLASI verdik..

Bu arada kızımın amatör fotoğraf makinası ile o kalabalıkta çekebildiği bir kaç Sergi fotoğrafını sizlerle paylaşmak istedim...

İşte bu günün anısı olarak çektiğimiz fotoğraflar...











Hiçbiri mükemmel olamadı...
Mükemmel resimlerin fotoğrafı
zaten Serginin kitabında var..


Bu vesile ile Sayın Sabancı Ailesine,SSM Yöneticilerine,Sn.Nazan Ölçer'e ve ekibine bu güzel Sergideki emeklerinden,özverilerinden ve bizleri DALİ ile,Sanat ile buluşturduklarından dolayı teşekkür ediyorum..

Sn.Sakıp Sabancı'yı tekrar rahmetle anıyorum..

SSM'de daha başka sergilerde ve etkinliklerde tekrar buluşmayı diliyorum..

21.10.2008

NOTRE DAME DE SİON (Karşıyaka-İZMİR)

Aşağıdaki orjinal fotoğraflar ; SELMA ER (benim) Koleksiyonu'ndan
seçilmiştir.







Notre Dame De Sion-Karşıyaka/İzmir
(1931 yılına ait fotoğraf)







Notre Dame De Sion
(1934 yılında annemin
-ortadaki hanım-
okul arkadaşları ile çekilmiş fotoğrafı)

BEDİA MUVAHHİT

Aşağıdaki orjinal fotoğraf; SELMA ER (benim) Koleksiyonu'ndan
seçilmiştir.



Bedia Muvahhit, (Emine Bedia) (d. 16 Ocak 1897,İstanbul – ö. 20 Ocak 1994, İstanbul). Tiyatro ve sinema sanatçısı. Türkiye'nin ilk müslüman kadın oyuncusudur.

Kadıköy Terakki Mektebi ve Notre Dame de Sion Lisesi'nde okumuş ve küçük yaşta Fransızca ve Rusça öğrenmiştir. Öğrenimini sürdürürken o yıllarda kurulan Telefon Şirketi'nde çalışan ilk kadınlardan biri oldu. 1921'de Erenköy Kız Lisesi'nde Fransızca öğretmenliğine başladı.

Sanat yaşamı 1908'de başlamış sayılır. Ancak 1914'te yeni kurulan Darülbedayi'ye girdi. İlk filmi, 1923 yılında Muhsin Ertuğrul'un teklifiyle başladığı Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek romanından sinemaya uyarlanan filmdir. Bu filmde canlandırdığı Ayşe karakteri ile Türk sinemasının Neyyire Ertuğrul'la birlikte ilk kadın oyuncularından biri oldu.

1923'te, Ceza Kanunu adlı oyunla sahneye çıkmasıyla tiyatro yaşamı da başlamış oldu. Sanat yaşamı boyunca 200'ün üzerinde oyunda ve sayısız sinema filminde rol aldı. Bedia Muvahhit, 1975 yılında Şehir Tiyatroları'ndan emekli oldu. 1987 yılında Devlet Sanatçısı unvanını aldı.

Sanatçı bir ev kazası sonrası kaldırıldığı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanesinde 20 Ocak 1994 günü 97 yaşında vefat etti.

1995 yılından itibaren, Türk Kadınlar Birliği tarafindan Şehir Tiyatroları'nın genç kadın sanatçılarına Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülü verilmektedir.

Sanatçının hayat hikâyesi pek çok kitaba ve araştırmaya konu olmuştur. Hakkında yazılan kitaplardan biri de Gökhan Akçura tarafından kaleme alınan Bedia Muvahhit -Bir Cumhuriyet Sanatçısı'dır.


Rol aldığı filmler [değiştir]
Adına basılmış pulAteşten Gömlek (1923)
İstanbul Sokaklarında (1931)
Karım Beni Aldatırsa (1933)
Beklenen Şarkı (1953)
Paydos (1954)
Yaşlı Gözler (1955)
Son Beste (1955)
Gülmeyen Yüzler (1955)
Çapkınlar (1961)
Gönül Ferman Dinlemez (1962)
Bir Gecelik Gelin (1962)
Belalı Torun (1962)
Barut Fıçısı (1963)
Genç Kızlar (1963)
İstanbul Kaldırımları (1964)
Kaynana Zırıltısı (1964)
Manyaklar Köşkü (1964)
Gençlik Rüzgarı (1964)
Halk Çocuğu (1964)
Anasının Kuzusu (1964)
Gel Barışalım (1964)
Sarı Kızla Kopuk Ahmet (1964)
Hizmetçi Dediğin Böyle Olur (1964)
Hep O Şarkı (1965)
Sevinç Gözyaşları (1965)
Bozuk Düzen (1966)
Aşkın Gözyaşları (1966)
Çalıkuşu (1966)
Sokak Kızı (1966)
O Kadın (1966)
Sevgilim Artist Olunca (1966)
Şoförün Kızı (1966)
Evlat Uğruna (1967)
Sen Benimsin (1967)
Zehirli Hayat (1967)
Dünyanın En Güzel Kadını (1968)
Katip (1968)
Ateşli Çingene (1969)
Esmerin Tadı Sarışının Adı (1969)
Lekeli Melek (1969)
Son Mektup (1969)
Tatlı Sevgilim (1969)
Yumurcak (1970)

Rol aldığı bazı oyunlar [değiştir]Hisse-i Şayia, Taş Parçası, Aktör Kin, Yorgaki Dandini, Hamlet, Devlet Kuşu, On İkinci Gece, Matmazel Julie, Aynaroz Kadısı, Hortlaklar, Mürai, Tersine Akan Nehir, Bir Kavuk Devrildi, Venedik Taciri, Fermanlı Deli Hazretleri, Mum Söndü, Bir Ölü Evi, Otello, Kafes Arkasında, Kafatası, Lüküs Hayat, Yarasa, Müfettiş, Saz-Caz, Mırnav, Ayaktakımı Arasında, Tebeşir Dairesi, Ahududu, Küçük Şehir, Oyun İçinde Oyun, Deli Saraylı, Kibarlık Budalası, Sana Rey Veriyorum, Deli Dolu, Suç ve Ceza, Çifte Keramet, Dama Çıkmış Bir Güzel, Gecikenler.

*Vikipedi, özgür ansiklopedi'den alınmıştır..

15.10.2008

MUSTAFA KEMAL' İN KAĞNISI ..

Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı yasla
Herbir heceden heceden

Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik
Nam salmıştı asker içinde
Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola, önceden önceden

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar
Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı
Mahzundu bütün Sarıkız, yanısıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden

İriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha! dedi, gitmez.
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gıcır gıcır
Nasıl durur Mustafa Kemal'in Kağnısı
Kahroldu Elifcik, düşünceden düşünceden

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana çocuk mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır
Düşerim gerilere iyceden iyceden

Kocabaş yığıldı çamura
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar
Örtüldü gözleri örtüldü hep
Kalır mı Mustafa Kemal'in Kağnısı bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden.

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

**************************************
O'nu bügün kaybettik..
O,artık şiirleriyle kalbimizde yaşayacak..
Mekanı Cennet olsun..
Sevenlerinin başı sağolsun...

Fazıl Hüsnü Dağlarca vefat etti..

Türk şiirinin çınarı Fazıl Hüsnü Dağlarca vefat etti..


Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, İstanbul'da bir süredir tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

Altunizade'deki Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kürşad Tokel, 94 yaşındaki şair Dağlarca'nın, kronik böbrek yetmezliği ve kateter enfeksiyon sebebiyle 28 Eylül 2008 tarihinde bir başka hastaneden hastanelerine getirildiğini belirtti.

O tarihten buyana hastanede tedavi altında bulunan Dağlarca'nın enfeksiyonun antibiyotiklere yanıt vermemesi sebebiyle bugün yoğun bakıma alındığını kaydeden Prof. Dr. Tokel, tüm müdahalelere rağmen durumu giderek kötüleşen Dağlarca'nın saat 16.50 itibariyle vefat ettiğini söyledi.

26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Dağlarca, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana'daki ortaokullardan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı.
1935 yılında piyade subayı olarak doğu ve orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaşan Dağlarca, ordudaki hizmeti 15 yılı doldurunca ön yüzbaşı rütbesiyle 1950'de askerlikten ayrıldı.

1952-1960 yılları arasında iş müfettişi olarak İstanbul'da çalışan Dağlarca, buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da kitabevini açtı ve yayımcılığa başladı.

4 yıl ''Türkçe'' isimli aylık dergiyi çıkaran ve ilk yazısı 1927'de Yeni Adana Gazetesi'nde yayımlanan bir hikaye olan Dağlarca, İstanbul Dergisi'nde 1933'te çıkan ''Yavaşlayan Ömür'' adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı.
Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri yayımlanan Dağlarca, 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından ''En iyi Türk Şairi'' seçildi.

Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştı.

YAŞAMI

26 Ağustos 1914 İstanbul doğumlu. Süvari yarbayı Hasan Hüsnü Bey'in oğludur, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana ortaokulundan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı (1933).

1935'te piyade subayı göreviyle Doğu ve Orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaştı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, ön yüzbaşı rütbesiyle askerlikten 1950'de ayrıldı. 1952-1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı'nda iş müfettişi olarak İstanbul'da çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da Kitap kitapevini açtı ve yayıncılığa başladı. Dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. (Ocak 1960-Temmuz 1964).

İlk yazısı 1927'de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir hikâyedir, İstanbul dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı. Bugüne kadar kendisine bir çok ödül verilen şair 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" seçilmişti.

Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiç bir edebakım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını örer. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler: "Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir."

ESERLERİ

Havaya Çizilen Dünya (1935), Çocuk ve Allah (1940), Daha (1943), Çakırın Destanı (1945), Taşdevri (1945), Üç Şehitler Destanı (1949), Toprak Ana (1950), Aç Yazı (1951), İstiklâl Savaşı-Samsun'dan Ankara'ya (1951), İstiklâl Savaşı-İnönüler (1951), Sivaslı Karınca (1951), İstanbul- Fetih Destanı (1953), Anıtkabir (1953), Asû (1955), Delice Böcek (1957), Batı Acısı (1958), Hoo'lar (1960), Özgürlük Alanı (1960), Cezayir Türküsü (1961), Aylam (1962), Türk Olmak (1963), Yedi Memetler (1964), Çanakkale Destanı (1965), Dışardan Gazel (1965), Kazmalama (1965), Yeryağ (1965), Vietnam Savaşımız (1966), Açıl Susam Açıl (1967), Kubilay Destanı (1968), Haydi (1968), 19 Mayıs Destanı (1969), Hiroşima (1970), Malazgirt Ululaması (1971), Kuş Ayak (1971), Haliç (1972), Kınalı Kuzu Ağıdı (1972), Bağımsızlık Savaşı-Sakarya Kıyıları (1973), Bağımsızlık Savaşı-30 Ağustos (1973), Bağımsızlık Savaşı-İzmir Yollarında (1973), Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1973), Arka Üstü (1974), Yeryüzü Çocukları (1974), Yanık Çocuklar Koçaklaması (1976), Horoz (1977), Hollandalı Dörtlükler (1977), Balinayla Mandalina (1977), Yazıları Seven ayı (1978), Göz Masalı (1979), Yaramaz Sözcükler (1979), Çukurova Koçaklaması (1979), Şeker Yiyen Resimler (1980), Cinoğlan (1981), Hin ile Hincik (1981), Güneş Doğduran (1981), Çıplak (1981), Yunus Emre'de Olmak (1981), Nötron Bombası (1981), Koşan Ayılar Ülkesi (1982), Dişiboy (1985), İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler (1985), Takma Yaşamalar Çağı (1986), Uzaklarla Giyinmek (1990), Dildeki Bilgisayar (1992), Oyun.

ÖDÜLLERİ

1956 Yeditepe Şiir Armağanı
1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü
1966 Türkiye Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Armağanı
1967 International Poetry Forum Yaşayan En İyi Türk Şairi (A.B.D.)
1973 Arkın Çocuk Edebiyatı Üstün Onur Ödülü
1974 Struga XIII. Şiir Festivali Altın Çelenk Ödülü (Yugoslavya)
1974 Milliyet Sanat Dergisi Yılın Sanatçısı
1977 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü

http://www.sabah.com.tr/2008/10/15/haber,
48F9959E301B4EF4B70AC260042CA886
*alıntı..
******************************************************************************
Türk Edebiyat'ında yeri doldurulamayacak değerli Şair FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA'nın mekanı cennet olsun, yakınları ve sevenlerinin başı sağolsun..

O, artık kalbimizde;
ŞİİRLERİ,
ESERLERİ ile
yaşayacak...

14.10.2008

Osman Hamdi Bey

Osman Hamdi Bey,

Osman Hamdi, (d. 1842 İstanbul - ö. 24 Şubat 1910 İstanbul) Türk müzeciliğinin kurucusu kabul edilen arkeolog ve müzeci ve ressamdır. Güzel Sanatlar Akademisi Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nin ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusudur.

Yaşamı:
İlkokul öğrenimini Silivri'deki bir okulda yapan Osman Hamdi, 1856 yılında Maarif-i Adliye okuluna başladı. 1860'da hukuk öğrenimi için Paris'e gitti. Hukuk öğreniminin yanı sıra o dönemim ünlü ressamlarının atölyelerinde çıraklık yaparak iyi de bir resim eğitimi aldı.
1869 yılında Bağdat Yabancı İşler Müdürlüğü''ne atandı. 1871'de İstanbul'a geri dönünce sarayda çalıştı. 1881'de Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi)'a atandı. Bu görevi ile Türk müzeciliğinin parlak dönemleri başladı. 1883 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'ni ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurdu ve müdürlüklerini üstlendi. 1884'te o güne kadar hiç gündeme gelmemiş olan ve çokça kayıp verilmiş olunan bir zaafı, antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan Asr-ı Atîka Nizamnâmesini çıkarttırarak yürürlüğe soktu.
Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı, Lagina ve Sayda'da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi. Sayda'da yaptığı kazılarda bulduğu, arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan, aralarında İskender Lahiti'nin de bulunduğu bir takım antik eserler çıkardı. Burada bulunan eserler bugün Osman Hamdi Bey'in bulmuş olduğu birçok eser gibi, kendisinin temellerini attırdığı İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

"Kaplumbağa Terbiyecisi", Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerinden birisidir.

Bazı Önemli Eserleri:
Kahve Ocağı (1879)
Haremden (1880)
İki Müzisyen Kız (1880)
Kuran okuyan Kız (1880)
Çarşaflanan Kadınlar (1880)
Vazo Yerleştiren Kız (1881)
Gebze’den Manzara (1881)
Çekik Gözlü Kız-Tevfika (1882)
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II (1890)
Feraceli Kadınlar (1904)
Pembe Başlıklı Kız (1904)
Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)
Mimozalı Kadın (1906)
Şehzade Türbesinde Derviş (1908)
Silah Taciri (1908)
Beyaz Entarili Kız (1908)
Sarı Kurdeleli Kız (1909)

Dış Bağlantılar:
http://www.sanalmuze.org/arastirarakogrenmek/osmanhamdi.htm
http://www.lebriz.com/v3_artst/san_Bio.aspx?sanID=159&lang=TR
http://www.artrenewal.org/asp/database/art.asp?aid=320
http://www.canvastar.com/index.php?cPath=182_193
"http://tr.wikipedia.org/wiki/Osman_Hamdi_Bey" adresinden alındı.

Sayfa kategorileri: 1842 doğumlular 1910 yılında ölenler Mimar Sinan Üniversitesi Müzeciler Osmanlı Devleti'nde sanat Türk ressamlar Türk arkeologlar

kaplumbağa terbiyecisi - Google Görsel Arama

kaplumbağa terbiyecisi - Google Görsel Arama

"Kaplumbağa Terbiyecisi", Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerinden birisidir. 1906 tarihli eser, özellikle Lale Devri'ndeki Sadabad Eğlenceleri'nde geceleri bahçelerin aydınlatılması için kaplumbağaların sırtlarına mumlar dikilerek serbest bırakıldıkları bilgisi bir ipucu olabilir. Yani Osmanlı’nın devlet düzeninde "kaplumbağalar" da "kapıkulları" arasında yer almışlardır.
Bu arada birkaç Osmanlı kurumunun (Sanay-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Duyun-u Umumiye, vb.) en üst düzeyinde yönetici olan Hamdi Bey’in kendi iş yapma alışkanlığı/tarzı ile astlarının yaklaşımlarına ilişkin bir allegori akla gelmektedir. Osman Hamdi’nin kendisi olan "Terbiyeci" elinde neyi, boynunda maşası sırtında "keşkül-ü fıkarası" (dervişane bir tevekkülü akla getirmektedir. Hafif öne eğilmiş olarak yapraklarını yiyen üç kaplumbağaya nezaret etmektedir.
Arkada kalan iki kaplumbağa ise yemeğe yanaşmaya çalışmaktadır. Osman Hamdi Bey’in mesai arkadaşlarına yönelik acımasız, ümitsiz bir hicvi olarak yorumlanabilir bir resim bu... Önemli olan, alçaktaki tek ışık kaynağından gelen ışıkla aydınlanan resmin, öğelerinin ilgiyi konuya odaklayan bir yalınlık ve kurgu ile her tür gereksiz ayrıntının ayıklandığı çok başarılı bir bir başyapıt olmasıdır.
Uzun süre işadamı Erol Aksoy'un koleksiyonunda bulunan tablo Erol Aksoy'un varlıklarına TMSF'nin el koymasıyla geçici süre devlete geçmiştir. Eser Aralık 2004'de açık arttırmaya çıkarıldı. Türk resim sanatında bir esere verilen en yüksek fiyatla Suna Kıraç - İnanç Kıraç Vakfı kuruluşu Pera Sanat Müzesi açık arttırmayı kazandı.
"http://tr.wikipedia.org/wiki/Kaplumba%C4%9Fa_Terbiyecisi" adresinden alındı.

13.10.2008

444 0 911

TÜM HASTANELER TEK TELEFON == 444 0 911

Tüm hastaneler Türkiye'nin her yerinden ulaşılabilen tek bir no.da birleştiler.
Cep telefonunuzdan ararsanız bulunduğunuz ilin alan kodu ile aramanız gerekiyor.
Mesela İstanbul' da 0212 444 0 911 veya 0216 444 0 911
Bu telefonu aradığınızda en yakın Ambulans olay yerine gönderiliyor.

Nedret Selçuker

Gerçek Diksiyon Nedret Selçuker

(yukarıdaki yazının üzerine tıklayınız..)

*alıntı..

Gazeteci, spiker, radyo TV alanındaki ilk devlet sanatçısı Nedret Selçuker , solunum yetmezliği nedeniyle 70 yaşında yaşamını yitirdi.
Ekranların ve mikrofonların "altın sesi" unvanıyla anılan NEDRET SELÇUK'erin mekanı cennet olsun,yakınları ve sevenlerinin başı sağolsun..

12.10.2008

Kapadokya'da bir heykeltıraş

Andrew Rogers çantası sırtında, yan yana koyacağı taşları hayalinde bir ülkeden diğerine koşuyor.Uzaydan görülebilen dev heykellerini yaptığı yerlerden biri de Kapadokya’ydı. Rogers buradan öyle etkilenmiş ki 5 heykel daha yapmayı planlıyor.Andrew Rogers, Avustralyalı bir heykeltıraş. 1980’li yıllarda başarılı bir finans uzmanı iken her şeyi yüzüstü bırakıp sanata yönelmiş.Aynen ünlü Fransız ressam Gauguin gibi sanatının peşinde yollara düşmüş.Rogers’ın 1990’lı yılların sonunda giriştiği ve tüm kıtalara yaydığı dev projesinin adı "Hayatın Ritimleri".Şimdiye kadar Şili, Bolivya, Sri Lanka, Avustralya, İzlanda, İsrail, Çin ve Türkiye’de taş ve kayalardan yaptığı devasa heykelleri uzaydan da görmek mümkün.Projenin ana felsefesi şu: Hayatın özü aynı ama ritimleri ayrı.Tarihten günümüze uzanan farklı ritimleri, yaşamları ve sembolleri geleceğe taşımanın en iyi yolu "anıtsal bir zincirle" dünyaya kalıcı iz bırakmak değil mi?Dolayısıyla Rogers’ın, çoğunlukla çöllerde, dağlarda, çorak alanlarda gerçekleştirdiği projelerinde daima "Hayatın Ritimleri" adını verdiği heykeli var.Bu devasa heykel kıtaları, insanları birbirine bağlayan bir sembol.Bunun yanı sıra, aynı mekanda yerel halkın seçtiği bir figürün heykeli yapılıyor.
HAYATIN RİTİMLERİ VE ATKapadokya’da örneğin, "Hayatın Ritimleri"nin yanı sıra bir at figürü seçilmiş.Kapadokya üzerinde yapılan balon uçuşlarının güzergáhı bile bu müthiş etkileyici heykelleri görmek için değiştirilmiş.Andrew Rogers geçenlerde İstanbul’daydı.Garanti Bankası’nın yeni binası için ısmarladığı "Hayatın Ritimleri" heykelinin bronz versiyonunu teslim etmek için gelmişti.Bu arada söylemeyi unuttum.Sanatçının bronz heykelleri dünyanın önde gelen şehirlerini de süslüyor.Sanata verdiği önemi daima takdir ettiğim Garanti Bankası da böylelikle Rogers’ın bir heykelini İstanbul’a armaan etmiş oluyor.Avustralyalı heykeltıraş ile konuştuklarımıza dönersek.Kapadokya’yı görüp etkilenmeyen var mı acaba?Rogers öylesine etkilenmiş ki, orada beş heykel daha yapmayı planlıyor.Kapadokya’da çekmiş olduğu fotoğrafları gösteriyor.Erkek, kadın, çoluk çocuk herkes ya taş topluyor ya taşları diziyor.Projesinde 250 ila 300 kişi çalışmış.
PROJENİN FİNANSÖRÜ KİM?Şimdiye kadar altı kıtada 5 bin kişiyi istihdam etmiş projelerinde.Çin’de yaptığı çalışmanın görüntüleri etkileyici.Elden ele taşları geçirmekte olan Çinli işçilerin tümü yeşil üniformalı, küçük çaplı bir ordu gibi.Andrew Rogers, gittiği her yerde yerel halkla çalışıyor ama daima beraberinde mimar ve mühendislerin olduğu 12 kişilik ekibi de var.Peki bu devasa projenin finansörü kim?"Avustralya Hükümeti ve başta Avustralyalı sponsorlar olmak üzere başka ülkelerden de sponsorlarla yürüyor bu proje" diyor.Avustralya’ya iki kere gitmiştim.Kendimi bu güzel kıtada nedense dünyayla bağlantım kopmuş gibi hissetmiştim.Avrupa, ABD gibi değil bambaşka bir duygu Avustralya’da olmak.Belki diyorum Avustralyalılar, dünyayla bağlarını güçlendirmek için böylesine bir projeye gönüllü katılmışlardır.Geleceğe kalıcı bir iz bırakmak pek çoğuna da cazip gelmiştir.Bu arada Andrew Rogers önümüzdeki aylarda Bergama’da benzer bir projeye girişiyor.Bergama’daki akropolün yanındaki iki tepeciğin birine "Hayatın Ritimleri"ni, diğerine ise Tanrıça Nike’yi konduracak.Sırada Hindistan, İngiltere, ABD var.Andrew Rogers çantası sırtında, yan yana koyacağı taşları hayalinde bir ülkeden diğerine koşuyor.

*alıntı..
Hürriyet
Yayın Tarihi : 29 Eylül 2008 10:34

7.10.2008

1 Ocak 2009'da tedavüle girecek Türk Lirası banknot ve madeni paraları görücüye çıktı.

1 Ocak 2009'da tedavüle girecek Türk Lirası banknot ve madeni paraları görücüye çıktı. Yeni dönemde en yüksek kupürlü banknot 200 TL olacak. Banknotların arka yüzünde tarihe mal olmuş şahsiyetlerin portreleri yer alacak...

Paradan altı sıfır atarak Yeni Türk Lirası'yla tanışan Türkiye, 1 Ocak 2009'dan itibaren yeniden Türk Lirası'na dönüyor. 1 Ocak'ta tedavüle girecek Türk Lirası banknot ve madeni paraların tanıtımı Merkez Bankası'nda Başbakan Tayyip Erdoğan ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın katılımıyla yapıldı.


1 Ocak 2009'da tedavüle girecek Türk Lirası banknotlarının ön ve arka yüzlerinde yer alan özellikleri tanıtan Yılmaz, tüm banknotların ön yüzünde Atatürk portrelerinin bulunacağını söyledi.Yılmaz, banknotlarda belirli açılarla 3 farklı Atatürk portresinin kullanıldığını ifade ederek, bu portrelerin Atatürk'ün gülümsediği fotoğraflardan yararlanarak tasarlandığını kaydetti. Durmuş Yılmaz, banknotların ön yüzlerinde, ayrıca Atatürk'ün portreleriyle bütünlük oluşturan ay yıldız motifinin yer alacağını kaydetti.Banknotların arka yüzlerinde ise ulusal ve uluslararası özellik yaratmış, tarihe mal olmuş şahsiyetlerin portreleri yer alacağını belirten Yılmaz, arka yüzde ayrıca onların çalışma alanları ve eserlerini sembolize eden eserlerin bulunacağını söyledi.

HANGİ PARADA KİMİN PORTRELERİ VAR?5 TL'nin arka yüzünde Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı, 10 TL'nin arka yüzünde Ord. Prof. Dr. Cahit Arf, 20 TL'nin arka yüzünde Mimar Kemaleddin, 50 TL'nin arka yüzünde Fatma Aliye Hanım, 100 TL'nin arka yüzünde Itri, 200 TL'nin arka yüzünde de Yunus Emre portreleri bulunacak.


Madeni paralar ise 1, 5, 10, 25 ve 50 kuruşla 1 Lira olarak tasarlandı. Tüm madeni paraların arka yüzünde, paranın ortasında, bir daire içinde Atatürk'ün aynı tip rölyefi kullanıldı. Bu rölyef, halen kullanılmakta olan 5 Yeni Kuruş'un üzerinde bulunan Atatürk rölyefinin aynısı. Madeni paraların ön yüzlerinde ise kardelen çiçeği, hayat ağacı ve Boğaziçi Köprüsü motifleri yer alıyor. 200 TL GELİYORYeni dönemde 1 YTL sadece madeni para olarak yer alacak ve 200 TL'lik banknot tedavüle girecek. Türk lirası banknotlar, görme engelli vatandaşlar için temel ayırt edici özellikler taşıyor. Ayrıca yeni paralarda kabartma baskı tekniğinden daha fazla yararlanılmış. Banknotlar arasındaki boyut farkı şöyle: 5 TL banknotların boyutu 64x130 mm, 10 TL banknotların 64x136 mm, 20 TL banknotların 68x142 mm, 50 TL banknotların 68x148 mm, 100 TL banknotların 72x154 mm, 200 TL banknotların ise 72x160 mm.

BİR YIL BOYUNCA İKİ PARA DA TEDAVÜLDEVatandaşların değişime kolay uyum sağlaması için YTL ve TL paraları bir yıl boyunca birlikte tedavülde kalacak. YTL'nin tedavül süresi 31 Aralık 2009'da sona erecek. Bu tarihten itibaren banknotlar 10 yıl, madeni paralar ise 1 yıl boyunca Merkez Bankası ve Ziraat Bankası tarafından değiştirilecek.

*alıntı..

3.10.2008

salvador dali sergiler - Google Görsel Arama

salvador dali sergiler - Google Görsel Arama

Karikatürcüler Derneği Resmi Web Sitesi  - Yönetim Kurulu

Karikatürcüler Derneği Resmi Web Sitesi - Yönetim Kurulu

KARİKATÜR ve MİZAH MÜZESİ

KARİKATÜR ve MİZAH MÜZESİ

GÜLMENİN TARİHİ:Müze ilk olarak 1975 yılında, Karikatürcüler Derneği'nin girişimi ile İstanbul Belediyesi tarafından Tepebaşı' nda açıldı, ancak 12 Eylül 1980 tarihinde kapatıldı. Daha sonra bu binanın yıkılması ile müze de tamamen kapanmış oldu. 27 Şubat 1989 tarihinde Saraçhanebaşı'nda Atatürk Bulvarı üzerinde Bozdoğan Kemeri bitişiğinde yer alan Gazanferağa Külliyesi'nde yeni müze hizmete girdi.Karikatür ve Mizah Müzesi, sosyal tarihimizin en açık belgeleri niteliğinde olan bir kültür birikimini yok olmaktan kurtarıyor ve çeşitli etkinliklerle günümüze yansıtıyor. Ayrıca , diğer ülkelerdeki benzer kuruluşlarla iletişim kuran müzede, dünya karikatürü sanatının ünlü isimleri kişisel ya da karma sergilerle İstanbullulara tanıtılıyor.Karikatür ve Mizah müzesi, çağdaş müzecilik anlayışına göre sürekli gelişen ve bu nedenle sürekli izlenebilen, yaşayan bir müze Sergi salonlarında açılan değişken ve ilginç sergiler ile birlikte giderek zenginleşen Mizah Kitaplığı ve Arşivi görülmeye değer. Ayrıca, dileyen herkes bir uzman gözetiminde özgün baskı atölyesinde çalışabiliyor. Konferans, panel, küçük konserler, video gösterileri müzenin diğer etkinlikleri arasında yer alıyor. Müze başlıca şu birimlerden oluşuyor;
SERGİLEME SALONLARI:Müzede birbirini tamamlayan iki tür sergileme yapılır.Sürekli sergi: Türk Karikatürü'nün başlangıcından günümüze doğru geçirdiği evrelerin örnekler ve belgelerle anlatıldığı bölümdür.Değişken sergiler: Yurt ve dünya çizerlerinin yapıtlarının sergilenip tanıtıldığı bölümdür.B urada her ay, en az bir sergi açılır.
MİZAH KİTAPLIĞI:Türkiye'de ve dünyada yayınlanmış ya da yayınlanmakta olan karikatür, mizah ve bu konulara ilişkin kültürel yayınların bir araya getirilip izleyiciye sunulduğu bölümdür.ARŞİV:Yerli, yabancı bütün eski ve çağdaş karikatürcülerin özgün ya da çoğaltılmış yapıtlarının toplandığı, kişilere,ülkelere,konulara göre sınıflandırıldığı, korunduğu bölümdür.
ÖZGÜN BASKI ATÖLYESİ:Bu atölyede, dileyen herkese bir uzman tarafından özgün baskı teknikleri öğretilmektedir.Sanatçılara atölyenin olanakları sunulmakta, üretilen yapıtlarla toplu sergiler"açılmaktadır.
Karikatür ve Mizah Müzesi, Pazar ve Pazartesi dışında haftanın tüm günleri 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
İletişim:Atatürk Bulvarı Kovacılar Sok.No:12, 34260 Fatih / İSTANBULTel: 0212 521 12 64

ERDOĞAN BOZOK(müze yöneticisi)Erdoğan Bozok 1932 doğumlu. Sanatçının karikatür serüveni, ilk çalışmalarının Doğan Kardeş çocuk dergisinde yayımlanması ile başladı. Daha sonra karikatürleri Dünya, Milliyet, Bizim Gazete, Akbaba, Çivi, Çarşaf, 2000’e Doğru, gazete ve dergilerinde yayımlandı. Sergiler açtı. Uluslar arası yarışmalara katıldı. Kazandığı ödüllerden en önemlisi “Altın Ezop”tur (Gabrova/Bulgaristan-Büyük ödül, 1973). Bir karikatürü 1985 yılında Belçika’da yayımlanan “25 yılın en iyi 60 karikatürü” albümüne alındı.Daha önce “Çizgiler, Modern Çağ ve Rastgele” isimli üç kitabı yayımlanmıştır.
Erdoğan Bozok çeşitli dönemlerde Karikatürcüler Derneği yönetiminde görev almış, 1992'de de Başkanlık yapmıştır.

Biography and Art of Salvador Dali at CentaurGalleries.com

Biography and Art of Salvador Dali at CentaurGalleries.com

2.10.2008

National Geographic Türkiye

National Geographic Türkiye

Toplum Gönüllüleri

Toplum Gönüllüleri

Velim Olur Musun? Sokakta Çalışan Çocukların Rehabilitasyon Projesi

Velim Olur Musun? Sokakta Çalışan Çocukların Rehabilitasyon Projesi

YARDIMLAŞMAK,PAYLAŞMAK....

EVINIZDEKI FAZLA MOBILYALARI , KULLANMADIGINIZ KIYAFETLERI, KITAPLARI VE DAHA PEK COK ESYAYI VEREBILECEGINIZ ADRESLERI BILIYORMUSUNUZ ? SIZIN IHTIYACINIZ OLMADIGINI DUSUNDUGUNUZ BIR COK SEYE IHTIYACI OLANLARI UNUTMAYIN ..

1. TOCEV 0212 280 25 11
2. ACIL IHTIYAC PROJESI VAKFI 0212 491 06 61 – 534 33 82
3. COCUK ESIRGEME KURUMU 0312 310 24 60
4. KADEV (KADIN EMEGINI DEGERLENDIRME VAKFI ) Beyoglu'ndaki vakif binasinin hemen alt katinda Nahil ismindeki dukkanda ikinci el esyalar satiliyor. 0212 292 26 72
5. www.velimolurmusun.org sitesinden bir cocugun velisi olabilir ve Express Kargo da sponsor oldugu icin ucretsiz gonderim yapabilrsiniz.
6. Taksim Genclik ve Cocuk Evi. 13 – 18 yaslarindaki kiz cocuklarinin siginma evi. Herseye ihtiyaclari oluyor. 0212 251 28 18
7. Beyoglu Sosyal Yardim Magazasi 0212 251 83 44 nolu telefonu arayip adresinizi soyledginizde bir gun sonra evinizden neyi vermek istiyorsaniz alip fakirlere dagitiyorlar.
8. Umut Cocuklari Dernegi ev esyalarini kabul ediyor. 0212 297 61 05 – 297 61 06
9. Toplum gonulleri vakfi'nin magazasina satilmak uzere hediye edebilirsiniz. http://www.tog.org.tr/
10. TOFD (Turkiye Omurilik Felclileri Dernegi ) 0212 661 08 61