5.07.2010

İSTANBUL'DA YAŞAMAK

Ankara'da doğmuşum..

Çok severim doğduğum yeri..

Babam Tarsus'lu,annem Adana'lı..

Ama en çok İSTANBUL'u severim..

İlkokula İstanbul'da başladım..

Hala bu güzel şehire doyamadım..

İSTANBUL..

Dünya'nın en güzel şehri..


fotoğraf : selma er.

İstanbul'da en sevdiğim yerler,yapmayı en çok sevdiğim şeyler..

*KALAMIŞ 

''Yok başka yerin  lütfu ne yazdan,ne de kıştan,
Bir tatlı huzur almaya geldik  Kalamıştan,ah Kalamıştan''

Tam 24 yıl yaşadığım,çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği yer.
Kalamış Marina'da ve Kalamış Parkı'nda gezmek.
Teknelerin ve günbatımının fotoğraflarını çekmek.
Kafede minderlerin üzerine oturup çay içmek..
Gençliğimizde  Kalamış'tan sandal kiralar,Moda açıklarına kadar kürek çekip,denize girerdik.
Kalamış İskelesi'ne vapur yanaşırdı..
Kalamış Sahil Sineması'na ve Kızıltoprak'daki İkizler Sineması ve Kent Sineması'na giderdik.

*FENERBAHÇE 

Fenerbahçesi  Parkı'nda gezmek,denizi-doğayı seyretmek.
Romantika'da deniz kenarında oturup birşeyler içmek..
Martıların,denizin,doğanın fotoğraflarını çekmek.

*CADDEBOSTAN-SUADİYE-BOSTANCI SAHİLİ

Sahilde yürüyüş yapmak,bisiklete binmek..
Bankta oturup günbatımını ,tekneleri,adaları seyretmek,fotoğraf çekmek..
Kağıt helva,çekirdek yemek,termostan çay içmek..

*BAĞDAT CADDESİ,NİŞANTAŞI

Bağdat Caddesi'nde gezmeyi çok severim.
Suadiye'den Şaşkınbakkal'a,Erenköy'e,Caddebostan'a kadar yürümek.
Sevdiğim mağazaları dolaşmak..(Zara,Mango,Marks &Spencer'ı ille de dolaşmak.)
Yorulunca bir cafede oturup çay içmek..
Suadiye'deki Remzi Kitabevi'nden veya D&R'den dergi (Vogue Dergisi,Dekorasyon Dergisi)
ve kitap almak..
Sanat kitaplarını incelemek/almak..
Nezih Kitabevinden karakalem ve yağlıboya resim malzemeleri,resim kitapları ve her gidişimde  kalem almak..
Şaşkınbakkal'dan mutlaka taze,çıtır çıtır bir simit alıp,hemen oracıkta bankda yemek..
Bağdat Caddesi'nde abartılı giyimi ve   elindeki kocaman marka çantasıyla hava atarak yürüyen hanımlara sinir oluyorum.
Bir de sevdiğim bir cafede açıkhavada  otururken yanımdaki masalarda sigara içenlere..
Nişantaşı'nın eski güzelliği ve nezih havası kalmasa da ,ayrı bir havası ve kalitesi var..

 *BEYOĞLU-İSTİKLAL CADDESİ

Üniversiteyi Beyoğlu'nda MISIR APARTMANI'nda okudum..
Benim için çok özel bir yer..
Beyoğlu'nda dolaşmak,Çiçek Pasajı'nda midye tava yerken bira içmek..
Kitapçıları dolaşmak.Eski kitapları satan yerleri özellikle..
YKB Yayınları ve Can Yayınları'ndan sevdiğim kitapları almak..
Beyoğlu Çikolatasından yemek..
Lavanta satan kadınlardan lavanta almak..
Tünel'e binmek..Karşısındaki Pasajdan geçip Asmalı Mescit Sokağı'na uğramak.
Eski apartmanları ve onları süsleyen heykelcikleri seyretmek.
Fransız Sokağı'nda bir cafede oturup birşeyler içmek..
Tramvaya binmek.
İnci'de Profiterol yemek..(okul zamanı arkadaşlarımla sık sık giderdim,hala giderim.)
Aznavur Pasajı'nı dolaşmak.
Aynalı Pasaj'ı dolaşmak..Ergun Hiçyılmaz'ın dükkanından ve antikacı CAN'dan küçük birşeyler almak..Eski plaklara,resimlere,kartpostallara bakmak..
Sanat galerilerini gezmek.
Bol bol fotoğraf çekmek..
Saray'da tavukgöğüslü dondurma yemek..
Özsüt'de vişneli pasta yemek..
Beyoğlu'nda Üniversiteden hala görüştüğüm , en sevdiğim sınıf arkadaşımla buluşmak.
(Yirmi yıldan beri İzmir'de yaşıyor..Senede 2-3 kere iş için İstanbul'a geldikçe Alman Konsolosluğu'nun önünde buluşuyoruz..Önce sevdiğimiz bir yerde-çiçek pasajı'nda/Fransız Sokağı'nda veya Asmalı Mescit Sokağı'nda- yemek yiyoruz..Kitapçıları,resim sergilerini,mağazaları falan dolaştıktan sonra Özsüt'de,İnci'de veya Saray'da oturuyoruz..Sonra akşam 22.00 otobüsü ile İzmir'e uğurluyorum onu Varan'ın önünden.)
Eski sinemalar yok artık Beyoğlu'nda..
Gençliğimizde gitiğimiz Bab Cafeterya,Self Servis,Maksim Gazinosu,Eski Markiz Pastanesi,Vakko Mağazası ,meşhur ayakkabı mağazalarının birçoğu,kürkçüler de yok şimdilerde..
Atlas Sineması'nın Pasajı'nda en sevdiğim deniz kabuklarını  satan dükkan da yok..kalan 1-2 antikacının vitrininde hala o incecik kristal kadehler,bardaklar,fincanlar az da olsa benim gibi meraklılarını mutlu ediyor..Atlas Pasajı'nda artık gençlere hitap eden kıyafet dükkanları var..Ama eski havası çoktan kaybolmuş maalesef..


*GÜLHANE PARKI,SULTANAHMET VE KAPALIÇARŞI'DA GEZMEK..

Soğukçeşme Sokağı'nda yürümek,eski evlerin fotoğrafını çekmek.
Sultanahmet Parkı'nda dolaşmak,fotoğraf çekmek..
Yeşil Ev'de yorgunluk çayı içmek.
Ayasofya,Topkapı Sarayı,Arkeoloji Müzesi,Türk İslam Eserleri Müzesi'ni gezmek.
Ençok İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni gezmeyi severim.
Lahitler bölümünde;Büyük İskender'in ve Ağlayan Kadınlar Lahidi'nin önünde dakikalarca kalırım.
Müze'nin hediyelik eşya mağazasından her seferinde küçük bir heykelcik/büst alırım.
Alman Çeşmesi..
Kapalıçarşı'da her seferinde kaybolmak..
Kapalıçarşı'daki antikacılar,halıcılar,gümüşçüler,bakırcılar,sahaflar..
Yorulunca Şark Kahvesi'nde çay veya Türk kahvesi içmek.
Cevahir Bedesteni ve Sandal Bedesteni'ni gezmek..
Çantacılardan,eşarpçılardan,gümüşçülerden alışveriş yapmak..
Bazen Nuruosmaniye Kapısı'ndan çıkıp,yol üstündeki antikacıları,kuyumcuları dolaşmak..

*VAPUR İLE KARAKÖY/EMİNÖNÜNE GİTMEK..

Vapurda,yaz-kış üst katta açık bölümde oturmak.Bazen yan tarafında oturup,güneşin batışını izlemek..Bazen en arkada oturup,köpükleri seyretmek.(küçükken denize sabun attıklarını zannederdim!!)
Denizi seyrederken çay içmek..
Vapurların,teknelerin,Haydarpaşa Garı'nın,Kız Kulesi'nin,Galata Kulesi'nin,Galata Köprüsü'nün  ve martıların fotoğraflarını çekmek.
(martıların fotoğrafını çekmek çok zor,sürekli hareket halindeler..)
Martılara simit amak..

*VAPUR VEYA MOTOR İLE BOĞAZ TURU..

Ortaköy'den tekneye binmek..
Ortaköy'de kumpir yemek.Mağaza ve tezgahlardan alışveriş yapmak.
Anadolu Kavağı'nda balık/midye tava yerken,şarap veya bira içmek.
Köprünün ve yalıların fotoğraflarını çekmek..
O yalı benim,bu yalı senin diyerek,yalılardan en güzellerini beğenmek..
Tekne davetlerine-kırk yılda bir de olsa- katılmak.Bu sayede boğazı hem akşamüzeri,hem de gece görme fırsatı bulmak..Köprünün rengarenk ışıklarını seyrederek,altından tekneyle geçmek..
Bol bol fotoğraf çekmek..

*SSM ve PERA MÜZESİ'NDEKİ SERGİLERİ GEZMEK..

Bol bol fotoğraf çekmek.
Beğendiğim sergilere ait katalog vs. almak.

*HAYDARPAŞA GARI'NDAN TRENE BİNMEK..

Trene binip,Ankara'ya gitmek.
Trenin restorantında oturup,birşeyler yemek-içmek..Bir yandan bulmaca çözmek/kitap okumak..
Gar'a gidip,yolcu karşılamak..Sevdiklerime kavuşmak..Bazen üzülerek sevdiklerimi uğurlamak..

*HİDİV KASRI,YILDIZ PARKI,GÜLHANE PARKI,EMİRGAN KORUSU'NDA   DOLAŞMAK..

Özellikle ilkbahar geldiğinde lalelerin,sümbüllerin,menekşelerin,güllerin fotoğraflarını çekmek..
Baharın ilk günlerinde doğanın canlanmasına  şahit olmak..

*ADALARA GİTMEK..

Büyük Ada'yı,Heybeli,Burgaz,Kınalıada'yı  çok severim.
Ençok Büyükada'yı severim..
Vapurda -açıkta-yer kapma telaşı  bile güzel..
Faytonla dolaşmak,adanın  o  güzel sokaklarında gezerken villaların,bahçelerin fotoğraflarını çekmek..
Bahçelerdeki heykelleri,adanın gülleri..
İskele tarafında balık/midye tava yemek,yanında bira içmek...
Dilburnu'na kadar faytonla gidip,orada piknik yapmak..(kırk yıl da bir gidebiliyorum.)
Kırkahvesi'ne kadar faytonla gidip,birşeyler yemek..

*PİYER LOTİ'DEN İSTANBUL'U SEYRETMEK..

Kır kahvesinde çay içerken,Haliç'in fotoğraflarını çekmek..


*ANADOLU VE RUMELİ HİSARI..

Çok severim o güzelim hisarları..
Anadolu Hisarı ve Göksu'yu..
Rumeli Hisarı'nın tepesinden İstanbul Boğazının güzelliklerine bakmaya doyamam..

''Şu Rumeli Hisarı'na oturmuşum..Oturmuş da bir türkü tutturmuşum..''



*KANLICA'DA DENİZ KENARINDA YOĞURT YEMEK,ÇAY İÇMEK..

Boğazın en güzel ve sevdiğim yerlerinden birisidir..
Bir yandan denizi,vapurları,günbatımını seyretmek..Fotoğraf çekmek..


*BEYLERBEYİ SARAYI VE BAHÇESİ..

Bir pazar sabahı sarayın o güzelim bahçesindeki kafede keyifle,manzaraya karşı ailece kahvaltı etmek..


*ÇAMLICA TEPESİ..

Çok severim orayı..Yıllardır gidemedim..Eski güzelliği,insan yapısı çok bozuldu maalesef..


KIZ KULESİ..

İstanbul'un resimlere,şiirlere,aşklara konu olan,boğazın sanki merkezi olan en güzel yeri..
Her zaman gidemesem de çok özel bir yer,herkes gibi  benim için de..


GALATA KULESİ..

Karaköy'den Galata'ya-Kuledibi'ne giderken (o yokuşu ve merdivenleri çıkarken )çok  yorulsam da herşeye değer..
Ençok da,kulenin tepesinde değişik açılardan  tüm İstanbul'u seyretmeyi,fotoğraf çekmeyi severim..
Kuledibini gezmeyi,küçük küçük dükkanlara girip-çıkmayı severim..
Sinegog'daki törenlere birkaç kere davet edildim..Çok güzel ve özel bir yer gerçekten..


GALATA KÖPRÜSÜ

Nerede o eski,gerçek Galata Köprüsü..
Benim en güzel gençlik  hatıralarım var orada..
Beyoğlu'nda okurken,Karaköy'de Bankalar Caddesi'nde bankada çalışırken çok geçerdim eski köprüden..Öğle tatilinde bile koşarak,Karaköy'den Eminönü'ne gitmeyi severdim..Gençlik işte..
Sabaha karşı köprünün orta yerinden açılışını da hatırlıyorum..
Benim sevdiğim,kartpostallarda/eski fotoğraflarda  hatırası kalan o güzelim eski köprü..
Köprü altındaki balıkçılar..
Köprü üstündeki balık tutma sevdalıları..
Oltalar,kovalardaki 3-5 balık..
(işsizlik arttıkça köprüdeki amatör balıkçıların sayıları da artar..Çoğu birbirini tanır zamanla..)
Şimdiki köprü maalesef yürekler acısı..

*BEBEK'DE SAHİLDE YÜRÜMEK..

Şimdi orası sadece sosyetenin (yürüyüş yaparken bile süslenip,püslenip) parazilere bilerek yakalandığı yer oldu maalesef..

*AŞİYAN MEZARLIĞI..

Son yolculuğumda,son durağım orası olsun isterim..Şöyle,güzelim boğaz manzarasına karşı..
O bile imkansız maalesef..


İstanbul'un güzellikleri saymakla bitmez..

Anlatmaya kelimeler yetmez..

İstanbul'u yaşamak gerek..

Gecesi ile gündüzü ile..

Tarihi yerleri,sarayları,kasırları,müzeleri,köprüleri,camileri,kiliseleri,eğlence yerleri,sanat ve kültür merkezleri,üniversiteleri,alışveriş merkezleri,çiçekçileri,hastaneleri,sokakları,caddeleri,tarihi mekanları,yalıları,köşkleri,kafeleri,restorantları,yeşili,mavisi ile..

Her dilden,her dinden,her renkten insanı ile..

İstanbul,içinde tüm renkleri,farklı dokuları barındıran bir mozaik..

İstanbul'da martı sesi,denizin dalgalarının sesi,vapur sesi,ezan sesi,çan sesi olmazsa olmaz..

İstanbul'u istanbul yapan da bunlar  zaten..

Mozaikin bir parçası eksik olsa,özelliği-güzelliği kaybolur..

Eskiden;

Yoğurtçuların ,simitçilerin ,bozacıların,işportacıların,sokak satıcılarının,
eskicilerin,kalaycıların,sokakta oynayan çocukların sesleri duyulurdu İstanbul'da..

Şimdi o sesler sustu maalesef..
Eski dolmuşlar,damalı taksiler de yok artık..
Karaköy'deki o güzelim alt geçidin eski hali de kalmadı..
Eski Karaköy Vapur İskelesi de denizin dibinde..
Bazı değerler kalmadı maalesef..



Bütün bunlara rağmen,İstanbul yine de güzel,en güzel şehir..

Fener,Balat,Çukurcuma ençok fotoğraf çekmek istediğim yerler..

Kim demiş,İstanbul  pahalı diye..

Orhan Veli'nin dediği gibi;

''Bedava yaşıyoruz, bedava;
  Hava bedava, bulut bedava;
  Dere tepe bedava;
  Yağmur çamur bedava;
  Otomobillerin dışı,
  Sinamaların kapısı,
  Camekanlar bedava;
  Peynir ekmek değil ama
  Acı su bedava;
  Kelle fiyatına hürriyet,
  Esirlik bedava;
  Bedava yaşıyoruz, bedava. ''

*

İstanbul'u anlatan tüm şiirleri çok severim..

Yahya Kemal'in,Orhan Veli'nin,Cahit Sıtkı'nın İstanbul Şiirlerini..

bakınız;


(İstanbul'un trafiğini,stresini,pahalılığını,kalabalığını,işsizliği,kapkacı,tinerci çocukları,
Beyoğlu'nun arka sokaklarını,kaçak yapıları,çarpık şehirleşmeyi,taşı-toprağı altın diye anadolu'dan göç olayını,daha birçok  olumsuz yanını saymıyorum..Gülü seven dikenine katlanıyor..Çünkü başka İstanbul yok!!Yeter ki bu güzelim şehirin kıymetini bilelim,
değerlerini koruyalım.Gelecek nesillere daha güzel bir İSTANBUL bırakalım...)

3 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Ah canım nasıl İstanbul çekti şimdi, keşke ışınlanıversem oraya:))

Selma Er dedi ki...

buyrun gelin,bekleriz..seve seve misafir ederiz..bir de siz anlatırsınız kendi istanbul'unuzu..sevgiler..

didem dedi ki...

Istanbul gibisi var mi? O yazdigin seylerin cogu benim de yapmaktan hoslandigim seyler. Gozumde tutuyor canim Istanbulum.Opuyorum,Didem