Cunda Adası'ndan-Kitaplık'dan-dönüşte (adaya giden yolun hemen yakınında oturan) ağabeyimlere gittik.
Ağabeyimler,yazın Ayvalık'da,kışın İzmir'de yaşıyorlar..
Onlarla da hasret giderdik.Eşimin doğum gününü kutladık.
Biraz önce Cunda Adası'ndan Ayvalık manzarasını izliyorduk..
Ağabeyimlerin evinde verandada otururken de Cunda'yı izledik..
Sohbet ve ikram faslı akşama kadar devam etti..
Akşam vakti ablamların evine döndük.
Bir de ne görelim..Mükemmel bir ziyafet sofrası..
Bu sıcakta çok yorulmuşlar..
En büyük sürpriz;
Eniştemin eşime hazırladığı '' özel doğum günü pastası ''..
Tamamen meyve ile hazırlamış pastayı..
Kocaman çekirdeksiz (özel olarak almış) bir karpuzun içinde bir kavun..
Kavunun içinde çeşitli yaz meyveleri..
Dışta başka meyveler..
Ortasında bir mum..
Panik,izdiham..Hepsi bir arada..
Bence eniştem yaptığı bu güzel meyve pastasının patentini almalı..
İkisinin de ellerine,yüreklerine sağlık..
(mutlu yıllar sana!!!
iyi ki doğdun cüneyt!!!)
Ertesi sabah güzel bir kahvaltıdan sonra eşim,kızım ve ben denize girmek için Cunda Adası'na Çataltepe'ye gittik..Daha önceleri severek gittiğim bu güzel plaj ve restorant bu sefer çok kalabalık idi..İki yıl önce 8 Ekim'de hep beraber ablamın doğum gününü kutladığımızda çok sakin ve güzel idi..Yine de deniz çok güzeldi.Git git,deniz suyu dizine kadar geliyor ancak..Çok taş var denizde,ama biz deniz ayakkabılarımızla girdik..Acıkınca hafif birşeyler yedik,soğuk biralarımızı içtik.
Akşamüzeri geç vakit ablamların evine dönerken Cunda'da Taş Kahve'de çay içmeye gittik.
Enson iki yıl önce gittiğim adanın,belki de kalabalıkdan eski güzellikleri pek kalmamış gibi geldi bana..
Taş Kahve'de deniz kenarında bile yer bulamadık.Ençok da o güzelim eski binanın ön yüzünde o kadar aradığım halde ''Taş Kahve'' tabelasına göremediğime üzüldüm.Çaylarımızı yol ortasındaki masada içerken baktık ki midye dolma satılıyor ve sıra var..Bizde önce ikişer tane,daha sonra daha fazla midye dolma aldık..İnsanlar bu sıcakta sırada beklemekte haklı imiş.Yıllardır yememiştim..Küçük ve çok lezzetli idi.Sonra taze badem aldık..Onu da afiyetle yedik..Deniz kenarında birer sandalye çekip oturduk..Sadece birkaç foto çekebildim.Sonbaharda ne çok fotoğraf çekmiştim..
Ayvalık Cunda Adası'nın mitolojideki adı rüzgarlar kentidir.
(devamı; 'AYVALIK GEZİMİZ -3'' de olacak..)
4 yorum:
Sevgili Selma,
Yorumunuzu ancak dün gece İstanbuldan döndükten sonra okuyabildim. Nazik davetinize çok teşekkürler, çok incesiniz. Ben de çok arzu ederdim şartlar uygun olsa. Lakin çok yoğun ve çok kısa bir gezi oldu. Dilerim zamanın ve şartların uygun olduğu bir İstanbul seyahatimde sizinle buluşup tanışabiliriz.
Bu arada siz de hoşgeldiniz Ayvalık'tan. Güzelgeçtiğini düşünüyorum gezinizin. Keyfiniz daim olsun diyor ve sevgiler yolluyorum...
Gizem neredeyse sizi gececek, kocaman guzel bir genckiz olmus canim benim. Cunda adasi fotolari harika. Tas kahve kapatilmis mi? Cok uzuldum. Oranin sembolu gibiydi kapatildi ise yazik. Bolca kupe kolye alsaydin. Ben en son gidisimde torba torba taki almistim.Hala taktigim zaman Ayvalik'i hatirliyorum. Biralar midyeler baliklar afiyet olsun. Buraya gelseniz neler neler yapardik biz size. Ates enistemin meyveli pasta hakikaten patentlik birseymis. Cu abi'nin dogumgunu toplam kac kere kutlandi.Kiskandik.
opucukler
sevgili leylak dalı,en kısa zamanda görüşmek dileği ile..sevgiler,teşekkürler.
cunda adası'nın bana göre kalabalık yüzünden eski havası yok.taş kahve duruyor..çay içtik orada..hediyelikçilerde pek birşey yok.sadece gizem'e renkli taşlardan yapılmış bir kolye,babaanne ve teyzeye de birer ''ayvalık hatırası''havlusu aldık.Cüneyt'in doğum gününü bu sene ilk defa anne,baba ve teyzesinden uzakta kutladık.Ama onların yokluğunu aratmamaya çalıştık.Zaten gitmeden onlarla da kutlamıştı.
Yorum Gönder