31.07.2010

''BAYAN BU ÇİÇEKLER SİZE''

Yıllar önce bu isimde çok güzel bir kitap okumuştum..

''BAYAN BU ÇİÇEKLER SİZE''

Temmuz ayının bu en son gününde,tanışmayı çok istediğim blog yazarı arkadaşım Güngör Hanım
ile Üsküdar İskelesi'nde  buluştuk.

Kızımla beraber İskelede beklerken,elinde bir demet çiçekle genç bir hanım yanımıza geldi..

Sevgili Güngör Hanım..

İskeleye doğru yürürken uzaktan elinde çiçeklerle bekleyen genç bir hanım görmüş,çiçekleri çok
beğenmiştim..

Meğer ne temiz kalpli imişim..

Elindeki o güzel çiçek demeti  benim içinmiş..Çok mutlu oldum..

Tanışma faslından sonra Üsküdar Sahilinde Katibim Cafe'ye gittik..

Güzelim Boğaz manzarasına karşı çaylarımızı içerken yaklaşık iki saat boyunca sohbet ettik..

Benden yaklaşık 20 yaş küçük olmasına rağmen,bankacılık ,İstanbul'un güzellikleri dahil birçok
ortak konu bulduk konuşacak..

Birlikte birkaç fotoğraf çektik.










Akşam üzerine doğru  gözlerinin içi gülen,güler yüzü ile mutluluk saçan bu güzel arkadaşımla 
tekrar  görüşmek üzere vedalaşarak ayrıldık..

Sevgili Güngör Hanım,sizi tanımakla çok mutlu oldum..

Teşekkürler,sevgiler..

O güzel yüzünüzdeki gülümseme ve yüreğinizdeki  sevgi  çiçekleri hiç solmasın..

selma er.


30.07.2010

8.Kadiköy Belediyesi Tiyatro Festivali‏










Detaylı bilgi için;

http://www.kadikoy.bel.tr

http://v2.kadikoy.bel.tr/haberDetay.aspx?haberID=480
Bu güzel yaz  akşamlarında daha önceki yıllarda olduğu gibi Kadıköy Belediyesi'nin bu güzel kültür hizmetinden ücretsiz yararlanabilir,yazın keyfini 'SELAMİÇEŞME ÖZGÜRLÜK PARKI''nda sevdiklerinizle çıkarabilirsiniz.

Herkese sağlıklı,mutlu,başarılı,kültür ve sanat ile dolu günler dilerim.

Davetlimsiniz,önden buyrun..

selma er.

29.07.2010

AYVALIK GEZİMİZ - 3

1-http://selmaer3.blogspot.com/2010/07/bu-gun-ayvalikdan-istanbula-donduk.html

2-http://selmaer3.blogspot.com/2010/07/ayvalik-gezimiz-2.html

3-
Ayvalık'da denize genelde ağabeyimlerin yazlık evinin önündeki özel plajdan girdik..
Artık küresel ısınma nedeniyle Ayvalık'ın soğuk denizi bile eskisi gibi değil,daha sıcak..
Deniz biraz taşlı da olsa,temiz ve ılık..
Şansımıza çok rüzgar da yok..
Zaten toplam beş gün girebildik denize..

İstanbul'a dönmeden iki gün önce yemeği ağabeyimlerin o güzel verandasında yedik..
Denize karşı izzet ikram..
Yengemin yemekleri her zamanki gibi çok güzel idi..
Ellerine sağlık..














































Son gün,gündüz yine ağabeyimlerin plajından denize girdikten sonra,günbatımınız izlemek için Şeytan Sofrasına gittik..
Ablamlar ve ağabeyimler sıcak ve kalabalık yüzünden bizimle gelemediler.

AYVALIK-ŞEYTAN SOFRASI;

Çamlık Orman Kampı’nın yukarısında eski bir lav birikintisi olan tepe yuvarlak bir sofraya benziyor. Demir kafes içinde şeytana ait olduğu söylenen kocaman bir ayak izi bulunmakta. Çam ormanlarıyla kaplı Ayvalık adalarına hakim yüksek bir tepe olan Şeytan Sofrası’ndan özellikle güneşin batışı izlenmeye değer. Tepede 1 adet lokanta/cafe bulunmakta.
Tavşan Kulakları Tepesi: Şeytan Sofrası’nın yanı başındaki tepe. Tepeye çıkıldığında, tavşan kulağı biçiminde, 3 insan boyu yüksekliğinde iki kaya ile karşılaşırsınız. Dipleri toprakta değil, yatay plakamsı bir kayanın üzerinde durmakta. Manzarası harika.


Tavşan Kulakları Tepesi: Şeytan Sofrası’nın yanı başındaki tepe. Tepeye çıkıldığında, tavşan kulağı biçiminde, 3 insan boyu yüksekliğinde iki kaya ile karşılaşırsınız. Dipleri toprakta değil, yatay plakamsı bir kayanın üzerinde durmakta. Manzarası harika.











Yuvarlak bir sofra biçiminde olan tepe oldukça sarp kayaların üzerinde. Şeytan Sofrası’ndan eşsiz bir manzara oluşturan gün batımını seyretmek için tepeye gitmek isteyenler Cumhuriyet meydanından kalkan dolmuşlarla ve Çamlık'tan sonra Sarımsaklı yolunun 1. kilometresinden sağa dönüp dar asfalt yolu takip ederek ulaşabilirler.


Biz arabamızla gittik.Her zamanki gibi o kadar kalabalık idi ki,bu sefer cafede oturacak yer bile bulamadık.İnsanlar çoluk çocuk  erkenden gelip,resmen yer kapmış.Arabayı da tepeye varmadan epey aşağıda yol kenarında bırakıp yürüdük..İyi ki öyle yapmışız dönüşte kalabalıktan daha çabuk kurtulduk..


Herkesin elinde amatör fotoğraf makinesi..Benim hayalini kurduğum profesyonel fotoğraf makinesi ancak birkaç kişide vardı..Zaten o güzelim manzarada tripot ile özel çekim yapmak lazım..Gerisi boş..Benimki de içime sinmedi,ama n'aparsınız..Bir dahaki sefere daha güzel bir makina ile gider en güzel manzarayı  çekerim inşallah..
Şimdilik bunlarla ve eski yıllarda çektiklerimle idare edeceğim artık..

















 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Güneşe veda ettikten sonra,dönüşte sahilde ablamlarla buluştuk.



Barbaros Cafe'de hep birlikte  denize karşı akşam yemeği yedik..
Son gecemizde son akşam yemeğimiz..
Ablamlar biz Şeytan Sofrası'nda iken önceden gidip,denizin kenarındaki en güzel masada oturup,bizi beklemişler..
Ayvalık'ın meşhur Papalina Balığı,kalamar,patates kızartması,salata,buz gibi bira..

Yemekten sonra eve döndük..
Gündüzleri sıcaktan sahilde dolaşamadık,çay içemedik..
Ayvalık'ın çarşını bile gezemedik..

Ablamlar bize yolluk zeytinyağı almışlar..
Eve gelince bavullarımızı akşamdan hazırlayıp,kapının önüne koyduk..
Sıcaktan giyemediğimiz bir sürü gereksiz kıyafet sayemizde Ayvalık'ı görmüş oldu..
Sadece kot şort ,kolsuz t-shirt,parmak arası terlik  giydim.

Akşam geç saatlere kadar balkonda denize karşı oturduk..
Sabah erkenden kalktık.Kahvaltıyı yolda yapmayı planlayarak 8;15'de vedalaşarak yola çıktık..
İstanbul'dan Cumartesi yola çıkmıştık..Yollar çok kalabalıktı.
Bu sefer dönüşte  kalabalık daha az olur diye Cuma günü eve döndük..
Ağabeyimin tavsiyesi üzerine Susurluk'a varmadan yol üzerinde''Çiftlikoğlu Kır Bahçesi''nde  köy kahvaltısı yaptık.
Çok güzel bir bahçe içerisinde ahşap masalar..
Yumurta,tereyağ,vişne reçeli,bal,beyaz peynir,kaşar peynir,zeytin,tahin-pekmez,domates,salatalık ve fincanda taze çay..
Servis ve ortam çok güzeldi.Bahçesinde kilim ve yazmalar satan hanım ile sohbet ettim,kilimlere tek tek baktım..Hepsi çok güzeldi.






























































Kahvaltıdan sonra yine yola koyulduk.
Giderken olduğu gibi,dönüşte de yol üzerindeki satıcılardan köy domatesi,taze fasulye,kahvaltılık sivri biber,patlıcan,nar ekşisi,şeftali falan aldık..
Birçoğu güneşliklerinin üzerine Türk Bayrağı asmıştı..Çok hoşuma gitti..
Özdilek'de tekrar mola verdik..
Marketinden hediyelik birşeyler aldık.
Kızıma kestane şekeri aldık.Kaymaklı ekmek kadayıfı bu sefer de çok güzeldi.
Mağaza kısmından bana peştemal ve birkaç havlu,kızıma da bornoz aldık..Eşim beni frenledi de başka birşey almadan ayrıldık oradan..
Dönüşte kalabalık ve sıcaktan arabalı vapurda yine içeride oturup çay içtik.
Akşam sağsağlim eve vardık..
Bavulları  eve taşıdık..
Banyo faslından sonra hafif birşeyler yedik.
Çiçekleri yerlerine yerleştirdik.
Evimizi birkaç günde bile özlemişiz..
Annem ''seyahatin en güzel yanı insanın dönüşte evine kavuşması'' derdi..Haklı imiş..
Ablamlarla ve ağabeyimlerle tekrar görüşmek ümidi ile..
Yaz tatilimiz bu kadar..
İstanbul'a dönünce,büyük şehrin kalabalığı,pahalılığı,telaşı..
Kızımı döner dönmez Kadıköy'de önceden görüştüğümüz dershaneye yazdırdık..11 ve 12.sınıfta üniversiteye hazırlık telaşımız başlamış oldu..
Çok özlemişim İstanbul'u..
Yine İstanbul'un bütün cafeleri,mağazaların vitrinleri,havası,suyu,simidi,denizi,vapuru,martıları,
sergileri,müzeleri benim..

selma er.

25.07.2010

AYVALIK GEZİMİZ - 2

http://selmaer3.blogspot.com/2010/07/bu-gun-ayvalikdan-istanbula-donduk.html

Cunda Adası'ndan-Kitaplık'dan-dönüşte (adaya giden yolun hemen yakınında oturan) ağabeyimlere gittik.
Ağabeyimler,yazın Ayvalık'da,kışın İzmir'de yaşıyorlar..
Onlarla da hasret giderdik.Eşimin doğum gününü kutladık.
Biraz önce Cunda Adası'ndan Ayvalık manzarasını izliyorduk..
Ağabeyimlerin evinde verandada otururken de Cunda'yı izledik..
Sohbet ve ikram faslı akşama kadar devam etti..










Akşam  vakti ablamların evine döndük.
Bir de ne görelim..Mükemmel bir ziyafet sofrası..
Bu sıcakta çok yorulmuşlar..






















En büyük sürpriz;
Eniştemin  eşime hazırladığı '' özel doğum günü pastası ''..
Tamamen meyve  ile hazırlamış pastayı..
Kocaman çekirdeksiz (özel olarak almış) bir karpuzun içinde bir kavun..
Kavunun içinde çeşitli yaz meyveleri..
Dışta başka meyveler..
Ortasında bir mum..
Panik,izdiham..Hepsi bir arada..
Bence eniştem yaptığı bu güzel meyve pastasının patentini almalı..
İkisinin de ellerine,yüreklerine sağlık..












(mutlu yıllar sana!!!
iyi ki doğdun cüneyt!!!)



















Ertesi sabah güzel bir kahvaltıdan sonra eşim,kızım ve ben denize girmek için Cunda Adası'na Çataltepe'ye gittik..Daha önceleri severek gittiğim bu güzel plaj ve restorant bu sefer çok kalabalık idi..İki yıl önce 8 Ekim'de hep beraber ablamın doğum gününü kutladığımızda çok sakin ve güzel idi..Yine de deniz çok güzeldi.Git git,deniz suyu dizine kadar geliyor ancak..Çok taş var denizde,ama biz deniz ayakkabılarımızla girdik..Acıkınca hafif birşeyler yedik,soğuk biralarımızı içtik.

Akşamüzeri geç vakit  ablamların evine dönerken Cunda'da Taş Kahve'de çay içmeye gittik.
Enson iki yıl önce gittiğim adanın,belki de kalabalıkdan eski güzellikleri pek kalmamış gibi geldi bana..
Taş Kahve'de deniz kenarında bile yer bulamadık.Ençok da o güzelim eski binanın ön yüzünde o kadar aradığım halde ''Taş Kahve'' tabelasına göremediğime üzüldüm.Çaylarımızı yol ortasındaki masada içerken baktık ki midye dolma satılıyor ve sıra var..Bizde önce ikişer tane,daha sonra daha fazla midye dolma aldık..İnsanlar bu sıcakta sırada beklemekte haklı imiş.Yıllardır yememiştim..Küçük ve çok lezzetli idi.Sonra taze badem aldık..Onu da afiyetle yedik..Deniz kenarında birer sandalye çekip oturduk..Sadece birkaç foto çekebildim.Sonbaharda ne çok fotoğraf çekmiştim..

Ayvalık Cunda Adası'nın mitolojideki adı rüzgarlar kentidir.












































(devamı;  'AYVALIK GEZİMİZ -3'' de olacak..)