30.09.2008

Salvador Dali Watercolor Galleries

Salvador Dali Watercolor Galleries

Salvador Dali Drawing Galleries

Salvador Dali Drawing Galleries

Salvador Dali Painting Galleries

Salvador Dali Painting Galleries

Salvador Dali Painting Galleries

Salvador Dali Painting Galleries

Salvador Dali Art Gallery • Paintings, Drawings, Photos, Videos, more...

Salvador Dali Art Gallery • Paintings, Drawings, Photos, Videos, more...

26.09.2008

Meslek kurslarında öncülük Kadıköy’de

Kadıköy Belediyesi, İş-Kur ve Kadıköy, Bostancı halk eğitim merkezleri işbirliği ile açılan Meslek Edindirme Merkezleri, ücretsiz hizmet vererek birçok alanda eleman yetişmesine olanak sağlıyor.
İnönü, Küçükbakkalköy, İçerenköy ve Yenisahra mahallelerinde son teknoloji ile donatılan 4 meslek edindirme merkezi, eğitimini tamamlayarak bir mesleğe sahip olma hakkı edinememiş, sosyo-ekonomik düzeyi düşük Kadıköylülere ücretsiz olarak hizmet veriyor. Meslek edindirme merkezlerinde verilen kurslardan yararlanmak isteyenlerin kendisine en yakın merkeze başvurmaları yeterli.
Ayrıca Kadıköy Belediyesi 10 ayrı mahallede hizmet veren Aile Danışma Merkezleri ile de öncelikle ekonomik düzeyi düşük kadınlara ücretsiz eğitim hizmeti veriyor. Bu eğitimlerin başında da okuma-yazma kursları geliyor. Halk eğitim merkezleri ile 1994 yılından bu yana işbirliği yaparak Aile Danışma Merkezleri’nde okuma-yazmadan meslek edindirmeye kadar birçok alanda eğitimler düzenleyen Kadıköy Belediyesi, kadınların işgücüne katılmasına da yardımcı oluyor.

Kadıköy Belediyesi yeni bir projeye imza atıyor...
Kadıköy Belediyesi’nin bünyesinde gerçekleştirilen engellilere yönelik istihdam hedefli eğitim projelerinden bir yenisi daha hayata geçirilmeye hazırlanıyor. Kadıköy Belediyesi’nin; Türkiye İş Kurumu Kadıköy Şube Müdürlüğü, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ve Anadolu Sağırlar Derneği ortaklığında yürüteceği işitme engellilere yönelik “Bilgisayar Destekli Grafik Tasarımı Meslek Eğitimi Projesinin” açılışı ise 22 Eylül 2008 Pazartesi günü gerçekleştirilecek. Açılış saat 14:00’de Kadıköy Belediyesi Engelli Danışma ve Dayanışma Merkezi’nde yapılacak. İşitme engellilere yönelik olarak hazırlanan “Grafik Tasarımı Meslek Eğitim Projesinde” 20 işitme engelli katılımcıya haftanın beş günü eğitim verilmesi hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmış eğitim programı 6 ay sürecek ve bu süre içerisinde toplam 500 saatlik Grafik Tasarımı eğitimi uygulanacak.

Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılara İş-Kur onaylı sertifika verilecek olup engellilerin ilgili iş alanlarında istihdamları hedefleniyor.

Kadıköy Halk Eğitim 115 dalda kurs açıyor...

Halk eğitim merkezleri içerisinde özel bir yere sahip olan Kadıköy Halk Eğitim Merkezi bu yıl 115 dalda kurs açıyor. Bu kursları arasında tiyatro dahi bulunuyor. Tuncay Özinel, Rasim Öztekin, Peker Açıkalın, Sermiyan Midyat, Özgü Namal, Şennur Kaya, Erol Köker gibi ünlü isimleri de yetiştiren Kadıköy Halk Eğitim Merkezi birçok kişiyi de meslek sahibi yapıyor. İstenilen her dalda kurs açabileceklerini söyleyen Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Müdürü Serpil Güleçyüz şunları söylüyor; “Gelen talep doğrultusunda farklı kurslar da açabiliyoruz. Kadıköy’de mesleksiz hiç kimse kalmayıncaya kadar çalışmalarımız sürecek. Kadıköy’ün her yerinden gelen talebe göre kurs açabiliyoruz. Kadıköylülerin bu anlamda ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz. Kurslarımıza ilgi yoğun oluyor. Yetişkin eğitimi çok önemli. Merkezimizde deneyimli ve alanlarında uzman olmuş bir kadro görev yapıyor”Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi’nin düzenlediği kurslar şöyle: Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Halk Müziği çocuk korosu, Ud, Gitar, Kanun, Bağlama, Piyano, Yan Flüt, Keman, Ney, Tiyatro, Yaratıcı Drama, Diksiyon, Sahne Makyajı, Resim, Rölyef, Fotoğraf, Heykel, Seramik, Halk Oyunlarının, Eğitici Anne, Anne Çocuk Eğitimi, Benim Ailem, Bakım Odaları, Okuma-yazma, Çocuk Bakıcılığı, Hasta ve Yaşlı Bakımı, Bakıcı Annelik, Kuaförlük (Saç bakım ve yapımı, manikür, pedikür, sahne makyajı), Cilt Bakımı ve Epilasyon, Yüz ve Vücut Masajı, Masörlük, Kurban Kesme, Avcılık, Hazır Giyim, Konfeksiyon Makine, Ev Mefruşat, Giyim Kalıp Hazırlama, Triko, Giyim, Makine El Nakışı, Konfeksiyon, Kat Hizmetleri, Servis Elemanı, Satış Elemanı, Muhasebe, Daktilo, Sigortacılık, Kalorifer Ateşleyiciliği, Motor Bakımı, Süs Bitkileri, Elektrikçilik, Emlak Komisyonculuğu, Aerobik-fitness, Moda Tasarımı-Stilistlik, Bilgisayar ve İnternet Kullanıcılığı, 45 Yaş Üstü Bilgisayar ve İnternet Eğitimi, Bilgisayar Okur Yazarlığı, Bilgisayarlı Muhasebe, Bilgisayar Bakım-Onarım, Bilgisayar İşletmenliği, Web Tasarımı, PHP ile Web programcılığı, ASP ile Web Programcılığı, Autocad Çizim, ACad, Java, Solid Works, PhotoShop, Corel Draw, Resim, İğne Oyası, Hediyelik Eşya, Takı Tasarımı, Antep İşi, El Nakışı, Kırkyama (Patchwork), Seramik, Ahşap Boyama, Cam Boyama, Kumaş Boyama, Ev Tekstili ve Kılıf Dikimi, Ev Tekstili ve Örgü Dikimi, Giysi Süsleme, Kumaş Desenleme, Şiş Örgücülüğü, Batik, Tezhip, Rölyef, Folklorik Bebek Yapımı, Tel Kırma, Ev Aksesuvarları, Kurdele Nakışı, Halı-Kilim Desenleme, Ev Tekstili ve Örgü Dikimi, Giysi Süsleme, Kumaş Desenleme, Şiş Örgücülüğü, Batik, Tezhip, Rölyef, Folklorik Bebek Yapımı, Tel Kırma, Ev Aksesuvarları, Kurdele Nakışı, Halı–Kilim Desenleme, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Osmanlıca, Rusça, Arap Dili Edebiyatı ve Yabancı uyruklulara Türkçe.Tel: 0216 336 12 00

Bostancı Halk Eğitim Merkezi 2 şubede kurs açıyor...
Bostancı Halk Eğitim Merkezi bu yıl Şenesenevler ve merkez olmak üzere iki şubede toplam 89 dalda kurs düzenliyor.Derslerin bayramdan sonra başlayacağını söyleyen Bostancı Halk Eğitim Merkezi Müdürü Lokman Yılmaz halk eğitimlerin bir amacının da mesleki ve teknik alanda bireyler yetiştirmek olduğunu belirterek şunları söyledi: “Aile ve ülke ekonomisine katkıda bulunan, çağdaş gelişmeler ışığında kendisini yenileyebilen Atatürk İlke ve Inkılapları doğrultusunda cumhuriyetin temel niteliklerine sahip çıkacak bireyler yetiştirmeyi sağlayarak, her yaşta, herkese kurs açarak her zaman eğitim vermek amacımız. Sosyal ve kültürel kurslarımızın yasıra bir mesleğe yönelik kurslar düzenleyerek ihtiyaca cevap vermeye çalışıyoruz. Bu kursları düzenlerken Kadıköy’ün demografik yapısını da göz önünde bulunduruyoruz”Bstancı Halk Eğitim Merkezi’nde 2008-2009 eğitim öğretim sezonunda şu kurslar düzenleniyor; İngilizce, Bilgisayar, Bilgisayarlı Muhasebe, El Nakışı, Mefruşat, Ahşap Boyama, El Sanatları, Resim, Okuma-Yazma, Rusça, Autocad, Photoshop, Mücevherat ve Kuyumculuk, Gitar, Keman, Tiyatro, Kemençe, Tezhip-Diksiyon, Çince, Japonca, Fransızca, Almanca, Kırkyama, Kurdela Nakışı, Modelistlik, Stilistlik, Giyim, Bahçecilik ve Saksıcılık, Takı Tasarımı, Masa Tenisi, Basketbol, Güreş, Judo, Jimnastik, Telkari, Gümüş İşlemeciliği, Aeorobik, Klasik Dans, Aile İçi Eğitim, Halkla İlişkiler, Badminton, Oda Görevlisi Yetiştirme, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Ud, Girişimcilik, Tıp Sekreterliği, Kent Yaşamına Uyum, Tüketici Eğitimi, Emlak Komisyonculuğu, Kantin ve Açık Alan İşletmeciliği, Vatandaşlık Eğitimi, Türk Halk Oyunları, Satış Elemanı Yetiştirme, Fotoğrafçılık, Cilt Bakımı, Kuaförlük, Manikür-Pedikür, Cam ve Seramik Boyama, Ahşap Doğramacılığı, Çocuk Bakıcılığı, Antep İşi Yapımı, Avcı Eğitimi, Ebru, Görgü Kuralları, Hasır Takı Örücülüğü, Hızlı Okuma, Mantar Yetiştiriciliği, Maraş İşi Yapımı, Rize Bezi Dokuma, Bağlama, Telkari, Web Tasarımı, Yönetici Eğitimi, Yüzme, Makrame, Kesme Çiçek, Kink-box, Minyatür Yapımı ve Denizde Temel İlkyardım.Tel: 0216 361 24 16

İş-Kur’un meslek edindirme kursları büyüyor...

Türkiye İş Kurumu Kadıköy Şube Müdürü Tuncay Özdemir, Kadıköy’de üç yıldır görevini sürdürüyor. İş-Kur’un işsizliğe karşı yaptığı projeleri hayata geçirmeye devam ettiğini belirten Özdemir, İş-Kur’un meslek edindirme kurslarını açmayı sürdüreceğini söylüyor. İş-Kur’un amacının vasıfsız, eğitimi olmayan, engelli ve işsizlik sigorta ödeneği alan işsizlere meslek geliştirme imkanı vermek olduğunu ifade eden Özdemir, kurumlarının işsiz insanları istihdam edilmelerini sağlamaya çalıştıklarının da altını çiziyor. Özdemir, İş-Kur’un meslek edindirmek için açtığı meslek edindirme kurslarıyla ilgili de şu açıklamalarda bulunuyor: “İş-Kur- Carrefour ortaklığıyla Eylül ayında açtığımız 10 kişilik kasiyerlik kursu sürüyor. İlkokul, ortaokul ve lise mezunlarını aldığımız bu kurs 23 gün sürecek. Bu kurstan mezun olanlar iş garantili olduğu için hemen istihdam edilme şansları olacak. Bunun dışında Yenisahra Sosyal Hizmetler ortaklıyla açtığımız kuaförlük kursu devam ediyor. Sağırlar Derneği, Kadıköy Belediyesi işbirliğiyle sadece işitme engellilere verilen grafik ve tasarım kursumuz var. Yine zihinsel engelliler için Umut Işığı Derneği ile yürütülen bulaşıkçılık ve temizlik kursumuz var. Doğa Eğitim Grupları’yla da engelliler için kasiyerlik kursumuz da eğitimlerine devam ediyor. Ayrıca Parakende Eğitim Merkezi ortaklığıyla açtığımız kasiyerlik ve müşteri temsilcisi kursunda iş bulmak isteyenlere mesleki eğitim veriyoruz” İş-Kur olarak onaylanan 165 tane daha meslek edindirme kursu açacaklarına dikkat çeken Özdemir, bu açılacak kurslardan birinin mahkumlar için olacağını söyledi.Sonuç sevindiriciKadıköy Halk Eğitim Merkezi ile birlikte Dumlupınar, Eğitim ve Şaşkınbakkal Aile Danışma Merkezleri’ndeki kurslarımızı başlatıyoruz. Yenisahra, İçerenköy, Küçükbakkalköy ve İnönü meslek eğitim birimlerimizde de geçen yıl açılan kurslarımızı devam ettiriyoruz. Ayrıca AÇEV ile işbirliği yaparak bütün birimlerimizde okuma-yazma kurslarımızı başlattık. Yaptığımız çalışmalar bölge halkını memnun ediyor. 14 yıldır meslek eğitim programlarımıza katılan, girişimcilik dersleri alan pek çok gencimiz çalışma hayatına entegre oldu.

İnci Beşpınar(Kad. Be. Bşk. Yar.)

http://www.gazetekadikoy.com/home.asp?id=2&yazi_id=2307

*alıntı

GAZETE KADIKÖY

GAZETE KADIKÖY

http://www.gazetekadikoy.com/

Okulpedia! Dijital Okul Ansiklopedisi.

Okulpedia! Dijital Okul Ansiklopedisi.



http://www.okulpedia.com/kasdav_01.htm

25.09.2008

lebriz.com - Hilye-i Şerife, Padişah Portreleri ve Tuğraları Sergisi

lebriz.com - Hilye-i Şerife, Padişah Portreleri ve Tuğraları Sergisi

Zeki Müren’i 20 kişi andı- 25 Eylül 2008

SANAT Güneşi Zeki Müren, ölümünün 12’nci yılında, Bursa’da adının verildiği lisede ve kabri başında anıldı.Zeki Müren Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde düzenlenen törende, sanatçının hayatını anlatan yazı ve şiirler okundu. Lise öğrencilerinin oluşturduğu koro, Müren’in sevdiği şarkılardan oluşan müzik dinletisi sundu. Sanatçının Emirsultan Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törene ise 20 kişi katıldı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9979692.asp?gid=233&sz=51371
*alıntı

Sanata,
Sanatçıya,
Zeki Müren'e verilen değer bu kadarmış demek..
yazık....

Rahmetli Zeki Müren,biz sevenlerinin kalbinde her zaman yaşayacak...
Sanat Güneş'imiz hiçbir zaman batmayacak..

Ruhu şadolsun...

24.09.2008

lk insan vücudu müzesi-hollanda,''Corpus Deneyimi”

*14 Mart 2008 de Hollanda'da acilan *35 metre* yuksekligindeki ilk insan vucudu muzesi.

**Ziyaretciler burada insan vucudunun **nasil calistigini gorebilir, hissedebilir ve duyabilirler.*

***Something unique has grown in the Netherlands: the world's first: aspectacular experience around the human body. Her Majesty Queen BeatrixCORPUS opened on March 14th 2008. CORPUS is a 'journey through the humanbody' during which the visitor can see, feel and hear how the human bodyworks and what roles healthy food, healthy life and plenty of exercise plays. CORPUS offers a variety of information and provides education andentertainment with this journey as well as a vast number of permanent andvariable exhibitions*.*CORPUS has been realised in a 35-meter high transparent building with thecontours of the human body projecting from it. The eye-catching building issituated along the A44 highway between Amsterdam and The Hague.

** M Ü Z E N İ N İ N Ş A A S I *MÜZENİN İÇİ.TÜM ORGANLAR ARASINDA

İNCELEME GEZİNTİSİ YAPILABİLİYOR.
*alıntı...
**************************************
Hollanda'da insan şeklinde 35 metre yüksekliğinde bir anatomi müzesi yapıldı.
Başkent Amsterdam'ın güneyindeki Oegstgeest kentinde açılan “Corpus Deneyimi” isimli müze tam 35 milyon dolara mal oldu.
Ziyaretçiler yedi katlı bina büyüklüğündeki müzeye ayaktan giriyor. Daha sonra kalp, ciğerler, ağız, kulak ve beyin başta olmak üzere diğer organları tanıma fırsatı buluyor.
Müzenin özellikle obezite sorununun çocuklara aşılanmasında önemli rol oynayacağına dikkat çekildi.
Rehberleri doktorlar olan müzeye giriş yetişkinler için 25, öğrenciler için ise 21 dolar.

http://www.stargundem.com/dunya_gundemi/7911.html
*alıntı..

18.09.2008

Dünya Miras Listesinde Türkiye

Dünya Miras Listesinde Türkiye >


Dünya Miras Listesinde Türkiye


Dünya Miras Listesinde Türkiye...

Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal sitleri dünyaya tanıtmak, toplumda sözkonusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yokolan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla UNESCO’nun 17 Ekim – 21 Kasım 1972 tarihleri arasında Paris’te toplanan 16. Genel Konferansında sorunun uluslararası bir sözleşme konusu yapılmasına karar verilmiş ve 16 Kasım 1972’de “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir. Türkiye, bu sözleşmeyi 23 Mayıs 1982 tarihinde onaylanmış ve 1983 yılında Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

2008 yılı sonu itibariyle Dünya genelinde Dünya Miras Listesine kayıtlı 878 kültürel ya da doğal varlık bulunmaktadır. Bunların 679 tanesi kültürel/arkeolojik sit, 174 tanesi doğal sittir. 25 tanesi ise karma (kültürel/doğal) sittir. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantıları ile bu sayı artmaktadır.

Ülkemiz, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar Dünya Miras Listesine 9 adet varlığımızın alınmasını sağlamıştır.

Bu varlıklardan; İstanbul’un Tarihi Alanları, Safranbolu Şehri, Hattuşaş (Boğazköy)-Hitit Başkenti, Nemrut Dağı, Xanthos-Letoon, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Truva Arkeolojik Kenti kültürel, Pamukkale-Hierapolis ve Göreme Milli Parkı-Kapadokya hem kültürel, hem doğal miras olarak listeye alınmıştır.

Dünya Miras Listesinde Yer Alan Doğal ve Kültürel Varlıklarımız

İstanbul ve Tarihi Alanları
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 6.12.1985
Liste Sıra No : 356
Niteliği : Kültürel

İ.Ö. 7. yy'da kurulan İstanbul'un kuzeyde Haliç, doğuda İstanbul Boğazı ve güneyde Marmara Denizi ile çevrile kısmı günümüzde “Tarihi Yarımada” olarak anılmaktadır. Kent, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile kent, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük İmparatorlulara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren İstanbul, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. İstanbul’un Tarihi Alanları, 6.12.1985 tarihinde Dünya Miras Listesine 4 ana bölüm olarak dahil edilmiştir. Bunlar; Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisini içine alan Arkeolojik Park; Süleymaniye Koruma Alanı; Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan Zeyrek Koruma alanı ve Tarihi Surlar Koruma alanını içermektedir.

Dünya Miras Komitesi Dünya Miras Listesinde yer alan varlıkların korunma durumunu izlemekte ve kendisine iletilen tüm bilgi ve tavsiyeleri değerlendirerek kararlar almaktadır.

İstanbul’un Tarihi Alanları, 2003 yılındaki 27.Dönem Dünya Miras Komitesi toplantısının “Dünya Miras Listesine kayıtlı varlıkların korunma durumu” başlıklı gündem maddesinde yer almıştır ve somut adımlar atılmadığı takdirde “Tehlike altındaki Dünya Mirası Listesi”ne kaydedilmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirtilmiştir.

Bu karar üzerine Genel Müdürlüğümüz 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında İstanbul’un Tarihi Alanlarının korunma durumuna ilişkin beş ayrı ilerleme raporunu Dünya Miras Komitesine sunmuştur. Nihai karar 2009 yılında alınacaktır.

Göreme Milli Parkı ve Kapadokya
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi :6.12.1985
Liste Sıra No : 357
Niteliği : Doğal / Kültürel

Kuzeyde Kızılırmak, doğuda Yeşilhisar, güneyde Hasan ve Melendiz Dağları, batıda Aksaray ve kuzeybatıda Kırşehir ile sınırlanan Kapadokya bölgesi Kalkolitik Dönemden beri devamlı yerleşim alanı olmuştur. Alanın en önemli özelliği, Erciyes Dağı ve Hasan Dağı tüflerinin, rüzgar ve su aşınması sonucunda oluşan olağanüstü kaya şekilleri ve kışın ılık, yazın serin olan ve bu nedenle her mevsim için uygun iç iklim koşulları taşıyan kayaya oyma mekanlardır. Göreme, özellikle 7-13. yüzyıllar arasında baskılarından kaçan Hıristiyanların yerleşmesiyle Hıristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelmiştir. Volkanik tüflerden oluşan peri bacaları ile birlikte yüzyılların birikiminin buluştuğu bu doğal ve kültürel miras, Dünya Miras Listesinde bulunmaktadır.

Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 6.12.1985
Liste Sıra No : 358
Niteliği : Kültürel

Divriği ve civarında en erken yerleşim Hititler Dönemi’ne kadar inmektedir. Yöre, Mengücekoğullarının yönetimi altında olduğu dönemde Turan Melek Şah tarafından camii ile birlikte 1228-1229 yıllarında yaptırılmıştır. İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli bir türbeye sahip bir cami ve ona bitişi bir hastaneden oluşmaktadır. Yapılar, mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesinde yer almaktadır.

Hattuşa (Boğazköy) -Hitit Başkenti
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 28.11.1986
Liste Sıra No : 377
Niteliği : Kültürel

1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınan Çorum, Boğazköy’deki Hattuşa, Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö. 1700’lerde Kuşşara şehrinin kralı Anitta tarafından alınan Hattuşa, yine Anitta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın başkenti haline getirildi. Coğrafi olarak içinde bulunduğu alan şehre doğal koruma sağlamaktadır. Günümüzde görülebilen kalıntıların büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine aittir. Bu kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konuları ve surlar sayılabilir.

NEMRUT DAĞI
Dünya Miras Listesine Alınış Tarihi: 11.12.1987
Liste Sıra No : 448
Niteliği : Kültürel

Adıyaman’ın Kahta ilçesinde 2150 m. Yüksekliğindeki Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından birisidir. Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. Doğu terası kutsal merkezdir ve bu nedenle en önemli heykel ve mimari kalıntılar burada bulunmaktadır. İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmıştır ve 8-10 m. yüksekliktedirler. Nemrut Dağında, Dünya Miras Listesine alındıktan sonra çeşitli tarihlerde kazı ve araştırma çalışmaları sürdürülmüştür. Varlığı bilinmekle beraber kral mezarı, henüz keşfedilememiştir.

XANTHOS - LETOON
XANTHOS
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 9.12.1988
Liste Sıra No : 484
Niteliği : Kültürel

Fethiye’ye 46 km. uzaklıkta, Kınık köyü yakınlarında bulunan Xanthos, Antik Çağda Likya’nın en büyük idari merkezi idi. M.Ö. 545’te Perslerin egemenliğine girene kadar bağımsız olan kent, bundan yaklaşık olarak yüzyıl kadar sonra tamamıyla yanmıştır. Bu yangından sonra şehir tekrar inşa edilmiş, hatta M.Ö. II. yy.’da Likya Birliğinin başkenti olma görevini üstlenmiştir. Daha sonra Romalıların kontrolüne giren kent, bundan sonra Bizans egemenliğine girmiş ve 7. yy.’daki Arap akınlarına kadar Bizans egemenliğinde kalmıştır. Yerleşen her uygarlığın inşa ettirdiği yapılarda Likya gelenekleri, Helenistik ve Roma dönem etkilerini gösteren bu merkez 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınmıştır.


LETOON

Xanthos’a 4 km. uzaklıkta bulunan Letoon, Antik Çağda Likya’nın dini merkezi konumundaydı. Bu kutsal alanda Leto, Apollon ve Artemis tapınakları ile birlikte, bir manastır, bir çeşme ve Roma Tiyatrosu kalıntıları bulunmaktadır. Artemis ve Apollo’nun annesi Leto’ya adanmış olan en büyük tapınak, batıda bulunan ve peripteros tarzında yapılmış Leto Tapınağıdır ve 30.25 m’ye 15.75 m. büyüklüğündedir. Doğuda yer alan Dor tarzında yapılmış olan Apollo tapınağı, Leto tapınağından daha az korunmuş durumdadır ve 27.90 m.’ye 15.07 m. boyutları ile daha küçüktür. Her iki tapınağın ortasında yer alan ve en küçük tapınak olan Artemis tapınağı 18.20 m.’ye 8.70 m.’ye boyutlarındadır. Letoon, Xanthos ile birlikte UNESCO Dünya Miras Listesinde yer almaktadır.

PAMUKKALE
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 9.12.1988
Liste Sıra No : 485
Niteliği : Doğal / Kültürel

Çaldağ’ın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu görkemli beyaz travertenler ve geç Helenistik ve erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis arkeolojik kenti, antik çağlardan bugüne kadar ulaşan en çarpıcı merkezlerden biridir. Denizli’ye 2 km. uzaklıkta bulunan bu alan, ayrıca çok çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları ile de ünlüdür.

Antik kentin M.Ö. II. yüzyılda Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğu, adını ise Bergama’nın kurucusu Telephos’un eşi Heira’dan aldığı sanılmaktadır. Eski kaynaklara göre metal ve taş işlemeciliği dokuma kumaşları ile ünlü olan kent, Büyük Konstantin döneminde Frigya bölgesinin başkentliğini yapmış, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuştur. Bu özellikleri ile bu çarpıcı alan Dünya Miras Listesinde yer almaktadır.

Dünya Miras Komitesi, Pamukkale’nin mevcut durumu, termal su dağılımı ve Yönetim Planı hakkında güncel bilgiler istemiştir. Genel Müdürlüğümüzce bu Pamukkale’nin son durumu ile ilgili bir rapor hazırlanarak 2006 yılı Ocak ayı sonunda Dünya Miras Komitesi’ne iletilmiştir.

SAFRANBOLU
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 17.12.1994
Liste Sıra No : 614
Niteliği : Kültürel

Karadeniz kıyılarını, Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan tarihi Safranbolu Şehri, coğrafi konumu nedeniyle çok eski devirlerden beri yerleşim görmektedir. 14. yy.’nın başlarından bu yana Türklerin hakimiyetinde olan Safranbolu, özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olmuştur. Türk kentsel tarihinin bozulmamış bir örneği olan bu şehir, geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit olarak ilan edilen ender kentlerden biri olarak Dünya Miras Listesinde yer almaktadır.

TRUVA
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi : 2.12.1998
Liste Sıra No : 849
Niteliği : Kültürel
Truva, dünyadaki en ünlü arkeolojik kentlerden birisidir. Truva’da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamaktadır. Truva’daki en erken yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Bronz Çağı’na tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleşim gören Truva katmanları M.Ö. 85 – M.S. 8. yy’a tarihlenen Roma Dönemi ile sona ermektedir. Truva, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle burada hüküm süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları açısından daima çok önemli bir rol üstlenmiştir. Truva ayrıca gösterdiği kesintisiz katmanlaşma ile Avrupa ve Ege’deki diğer arkeolojik alanlar için referans görevi görmektedir. İlk olarak 1871’de Heinrich Schliemann, daha sonra W. Dörpfeld, C.W Blegen tarafından kazılmış olan bu görkemli arkeolojik şehirde kazılan halen Tübingen Üniversitesi tarafından sürdürülmektedir.

Dünya Miras Listesinde daha fazla kültürel ve doğal varlıkla temsil edilebilmemiz için gerekli olan geçici liste (endikatif liste) 2000 yılında UNESCO Dünya Miras Komitesine sunulmuş ve onaylanmıştır. Bu listede 2 doğal kültürel alan ve 16 kültürel varlık olmak üzere toplam 18 adet varlık bulunmaktadır.

UNESCO Dünya Miras Merkezi’nce onaylanan bu listede yer alan varlıklara ilişkin dosyalar kapsamlı olarak hazırlanacak ve Dünya Miras Komitesinin onayına sunulacaktır.

Liste hazırlanırken önerilen varlıkların, mimari, tarihi, estetik ve kültürel değerlerinin yanısıra ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınmıştır.

Amacımız; bu evrensel kültür değerlerimizin özellik ve güzelliklerin Dünyaya tanıtılması ve uluslararası katkılarla korunarak gelecek kuşaklara en iyi ve korunmuş şekilde aktarılmasıdır.

Dünya Miras Merkezince 2000 yılı içinde onaylanan Geçici (Endikatif) Listede aşağıdaki varlıklarımız yer almaktadır.

1) Selimiye Cami ve Külliyesi (16. yy)
2) Bursa ve Cumalıkız Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri (13. yy. 15. yy)
3) Konya Selçuklu Başkenti
4) Alanya Kalesi ve Tersanesi
5) Selçuk Kervansarayları Denizli – Doğubeyazıt Güzergahı (13. yy)
6) Ishakpaşa Sarayı (17. yy)
7) Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri (17. yy – 19. yy)
8) Diyarbakır Kalesi ve Surları (12. yy)
9) Mardin Kültürel Peyzaj Alanı (13. yy)
10) Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları (12. yy – 13. yy)
11) Sümela Manastırı (5. yy – 19. yy)
12) Alahan Manastırı (7. yy)
13) St. Nicholas Kilisesi (7. yy – 8. yy)
14) St. Paul Kilisesi, St. Paul’s Kuyusu ve Çevresi
15) Kekova
16) Güllük Dağı – Termessos Milli Parkı
17) Karain Mağarası
18) Efes

1- Selimiye Camii ve Külliyesi
Yeri : Marmara Bölgesi
Boylam : 260 34’ Doğu
Enlem : 410 41’ Kuzey
Kriter : a) i, ii, iii, iv, Kültürel

Mimar Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri ve mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri olan Selimiye Camii ve Külliyesi 16. yy.’da Sultan III. Selim adına yaptırılmıştır. Selimiye Camii, teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseridir.

2- Bursa ve Cumalıkızık Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri
Yeri : Marmara Bölgesi
Boylam : 290 04’ Doğu
Enlem : 400 12’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, iv, Kültürel

İlk kez M.Ö. 200 yılında yerleşim görmüş olan Bursa, Roma ve Bizans dönemlerinden sonra Osmanlıların ilk başkenti olarak en görkemli yıllarını yaşamıştır. Osmanlıların ilk altı padişahı döneminde yapılmış olan 127 cami, 45 türbe, 34 medrese, 25 han, 37 hamam ve 14 imarethane ile Bursa Merkezi ve Osmanlıların Bursa’yı fethi sırasında lojistik destek görevi gören Cumalıkızık sadece tarihi dokusunu korumakla kalmamış aynı zaman da geleneksel yaşam biçimini de günümüze taşımıştır.

3- Konya Selçuklu Başkenti
Yeri : Orta Anadolu Bölgesi
Boylam : 320 30’ Doğu
Enlem : 370 52’ Kuzey
Kriter : a) i, ii, iv, Kültürel

12. ve 13. yy’da Selçuklu Türklerinin başkenti olan Konya, Selçukluların Asya’dan getirdiği sanatsal öğelerin ve taş işçiliğinin en görkemli eserlerini barındırır.
Konya Kalesi, Alaaddin Camii, Sırçalı Medrese ve birçok irili ufaklı camii ve mezar Konya’daki Selçuklu anıtlarının örnekleridir. Halen yaşayan bir kent olarak Selçuklu mimarisi, uygarlığı ve kültürel geleneklerinin tek örneğidir.

4- Alanya Kalesi ve Tersanesi
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 310 59’ Doğu
Enlem : 360 32’ Kuzey
Kriter : a) iii, iv, Kültürel

Alanya’nın Helenistik dönemlere dek tarihlenen kalesi Roma, Bizans ve son olarak da Selçuklulara ev sahipliği yapmıştır. Kalede bulunan Selçuklu sarnıcı, Bizans Kilisesi, Sultan Sarayı ve Selçuklu hamamı kalıntıları geleneksel kent dokusuyla bütünleşmiştir. Tarihi Alanya Tersanesi ise Selçuklular tarafından yapılmış ve bugüne dek korunabilmiş tek tersane olma özelliğini taşımaktadır.

Denize doğru uzanan Kale kırmızı taş ve tuğladan 33 metre yüksekliğinde sekizgen bir kule ile korunan bir ortaçağ gemiliği ile çevrelenmiştir.

5- Selçuklu Kervansarayları (Denizli-Doğubeyazıt Güzergahı)
Yeri : Güzergah Anadolu’da Batı-Doğu yönünde uzanmaktadır.
Kriter : a) ii, iii, iv, Kültürel

Orta Asya’daki göçebe Türk boylarının geleneksel yaşam biçiminden esinlenerek Selçuklu Dönemi kültür ve mimarisinde önemli bir yer tutmuş olan kervansaraylar ve hanlar en çok bu dönemde çeşitlenmiş ve Anadolu mimarisini de etkilemiştir. Ülkemizin sınırları dışında Asya’ya da uzanan bu güzergah üzerinde yer alan kervansaray ve hanlar Denizli-Doğubeyazıt kervan yolu örneklenerek Dünya Miras Listesine “Kültürel Peyzaj” olarak önerilecek adaylar arasındadır.

Öneri Güzergahta Yer Alan Önemli Han ve Kervansaraylar
Akhan
Pınarbaşı Han
Eğridir Han
Pınarpazarı Hanı
Kantarcı Han
Obruk Han
Oklu Han
Sultan Han (2)
Akhan
Ağzıkarahan
Sünnetli Han
Sikre Han
Ertokuş Han
Kireli Han
Elikesik Han
Kavak Han
Kuruçeşme Han
Altınapa Han
Sadettin Han
Zincirli Han
Akbaş Han
Öresin Han
Han Camisi
Sultan Han
Şahruk Köprüsü Han
Lala Kervansarayı
Gedik Han
Latif Han
Mugar Han
Cibci Han
Pervane Han
Kargı Han
Köprüköyü Hanı
Mamahatun Kervansarayı
Hacı Bekir Han

6- İshak Paşa Sarayı
Yeri : Doğu Anadolu Bölgesi
Boylam : 440 08’ Doğu
Enlem : 390 31’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, iv, Kültürel

18. yy’da İran sınırına yakın İpekyolu üzerinde, 7600 metrekarelik bir alanda, Bursa, Edirne ve İstanbul gibi başkentlerde Kraliyet Saraylarının yapımında kullanılan model ile inşa edilen İshak Paşa Sarayı taş oymacılığı ve bezemelerinde hanlar ve kervansaraylar güzergahı üzerinde yer alması nedeniyle İran’dan Anadolu Selçuklu devletine, Gürcistan’dan Kafkasya’ya kadar çok değişik kültürlerin izlerini taşımaktadır ve özellikleri ile Dünya Miras Listesine önerilecek adaylar arasındadır.

Ishakpaşa Sarayı Osmanlı mimarisinde Batı etkisinin görülebileceği bir örnektir.

7- Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri
Yeri : Güney Doğu Anadolu Bölgesi
Kriter : a) i, ii, iii, iv, Kültürel

Peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlıurfa, Yukarı Mezopotamya’nın bereketli ovalarında kurulmuş tarihi bir yerleşimdir ve yöresel mimari ve geleneksel taş işçiliğinin en güzel örnekleri olan çok sayıda tarihi, dini, resmi ve sivil mimari örnekleriyle bezenmiştir.

Kentin güneyinde yer alan Harran ise tarihi şehir surları, geleneksel konik çatılı kerpiç evleri ve birçok İslam alimini yetiştiren Harran İslam Üniversitesi ile benzersizdir.

8- Diyarbakır Kalesi ve Surları
Yeri : Güney Doğu Anadolu Bölgesi
Boylam : 400 14’ Doğu
Enlem : 370 55’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, v, Kültürel

Dicle Nehri Vadisinden 100 metre yükseklikte konumlanan ve birbirini tamamlayan iç ve dış kaleden oluşan Diyarbakır Kalesi ve Surları kente egemen olan 30 kadar uygarlığın mimari karakterlerini, dönemlerinin sanatsal üsluplarını yansıtan oyma ve kabartma motiflerini ve kitabelerini sergileyerek Anadolu tarihinin yazıya dönüştüğü ve toplu olarak görülebildiği tek örnektir. Diyarbakır Kalesi ve Surları geçirdikleri tarihi dönemlerin en önemli yazılı belgelerini bulundurması ve insan eli yapılan en görkemli ve en büyük anıtsal yapılardan biridir.

Sihay bazalt duvarlar Ortaçağ Askeri mimarisinin önemli örneklerindendir. Duvarlar 10-12 metre yüksekliğinde ve 3-5 metre genişliğindedir.

10- Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları
Yeri : Doğu Anadolu Bölgesi
Boylam : 420 30’ Doğu
Enlem : 380 45’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, Kültürel

Van gölü kıyısında yer alan ve tarihi Urartulara kadar inen Ahlat yerleşimi ve Selçuklu dönemi taş işçiliği, inanışları ve yaşam biçimini en güzel şekilde yansıtan mezar taşları ve anıt eserleri ile Dünya Miras Listesine önerilecek adaylar arasındadır.

11- Sümela Manastırı
Yeri : Karadeniz Bölgesi
Boylam : 390 02’ Doğu
Enlem : 400 48’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, iv, Kültürel

Altındere vadisi’nin dik yamaçlarında doğal yapı ile bütünleşen manastır kompleksi tasarım, malzeme, mimarlık ve işçilik açısından eşsiz bir yapı olarak Dünya Miras Listesine önerilecek adaylar arasında yer almaktadır.

12- Alahan Manastırı
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 320 31’ Doğu
Enlem : 370 52’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, iv, Kültürel

M.Ö. 5. yy başlarında yapıldığı bilinen ve doğal yapı ile bütünleşmiş olan Alahan Manastırı, bir manastır ve ona bağlı kilise ile müştemilat yapılarından oluşmakta ve malzeme, tasarım ve yapıdaki süslemeleri ile Bizans Dönemi dini mimarisinin ender örneklerinden biri olarak Dünya Miras Listesine önerilecek adaylar arasındadır.

13- St. Nicholas Kilisesi
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 360 7.5’ Doğu
Enlem : 290 58’ Kuzey
Kriter : a) iii, iv, Kültürel

Milattan önce 5. yy’a ait bir Likya yerleşimi olan Myra antik kentinin parçası durumundaki St. Nicholas Kilisesi mimari üslubu ve süslemeleri ile orta Bizans dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneğidir.

Myra, eski dönemlerin doğu ve batıdan gelen ticaret yolları ile St. Nicholas kültünün farklı parçalarını taşıyan farklı kültürlerin kavşak noktasında yer almaktadır. İmparatorluk başkenti Constantinople ve diğer şehirler ile olan ilişkileri gerek kentsel yaşam gerekse Hıristiyanlığın gelişimi açısından Myra’yı kozmopolitan bir merkez haline getirmiştir. St.Nicholas kilisesinin büyük ölçeği ve zenginliği Myra’nın bütün kentsel yapıyı etkileyen merkez olma rolünü de desteklemektedir

14- St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Kriter : a) ii, iii, iv, Kültürel

St. Paul’un doğum yeri olarak bilinen Tarsus St. Paul Kilisesi ve kuyusu ruhani bir merkez olarak mevcut geleneksel kent dokusu ile bütünleşmiş biçimiyle, Dünya Miras Listesine aday olarak gösterilmektedir.

15- Kekova
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 290 53’ Doğu
Enlem : 360 13’ Kuzey
Kriter : a) i, iii, Doğal a) ii, iii, Kültürel

Akdeniz Bölgesinde yer alan Kekova Adası, arkeolojik Üçağız ve Kaleköy yerleşmeleri ve adayı çevreleyen batık kentin yanısıra, gerek görsel, gerekse doğal özellikleriyle Dünya Miras Listesine önerilecek adaylar arasındadır.

Kültürel özelliklerinin yanı sıra; Kekova çok önemli jeolojik oluşumlar, oluklu kıyı hattı, hidrobiyolojik özellikleri ve görsel güzelliğe sahiptir. Yaşayan kültürel varlığın yanı sıra kültürel devamlılığın önemli bir örneğidir.

16- Güllük Dağı – Termessos Milli Parkı
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 300 30’ Doğu
Enlem : 370 00’ Kuzey
Kriter : a) ii, iii, v, Kültürel a) ii, iii, iv, Doğal

Denizden yaklaşık 1050 m. yükseklikte Antalya’nın kuzeyinde dağlar arasında gizli Termessos (Güllük Dağı Milli Parkı) antik kenti, yerleşim biçimi, savunma sistemleri ile doğanın sunduğu olanakları en iyi şekilde kullanan kentlerden biridir. Alanın en önemli kalıntıları şehir surları, kuleler, kral yolu, hadrian kapısı, spor salonu (Gymnasium), agora, tiyatro, mezarlar, kemerler ve drenaj sistemidir.

Güllük Dağı’nın dik yamaçları ise Güver Uçurumu ve tipik Akdeniz bitki örtüsünün yanısıra soyu tükenmekte olan hayvanları da barındıran özel bir bölgedir.

16- Efes
Yeri : Ege Bölgesi
Boylam : 270 20’ Doğu
Enlem : 370 07’ Kuzey
Kriter : a) i, ii, iii, v, Kültürel

6000 yıl sürekli yerleşim gösteren Efes; tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir kültürel ve ticari merkez oluşmuştur. Günümüzde tüm dünyadan milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Efes, en görkemli zamanını Roma döneminde yaşamış ve “Asya'nın ilk ve en büyük metropolü” unvanını taşımıştır.

Efes Roma dönemi yaşam tarzını çok açık bir şekilde sunmaktadır. Bir benzeri daha bulunmayan Teras Evler ise Anadolu’daki kent seçkinlerinin ev dekorasyonu zevkini göstermektedir.

Şehrin dini merkez konumunda olan Artemision, şu anda tapınağın ayakta kalmış tek sütunu ile temsil edilmektedir. Efes, Dünya Miras Listesine mevcut antik kent yerleşimi Artemision, St. John Bazilikası ve Ayasoluk Kalesi ile birlikte önerilmektedir.

Efes ören yerine ait adaylık dosyası 2000 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezine gönderilmiştir. Hazırlanan adaylık dosyası; hazırlanmış olan Alan Yönetim Planının alanın kültürel değerlerini koruması açısından yetersiz bulunması sebebi ile iade edilmiştir.

17-Karain Mağarası
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 300 34’ Doğu
Enlem : 370 05’ Kuzey
Kriter : a) iii, vi Kültürel

Karain Mağarası, Anadolu ve Yakın Doğu tarihi açısından önemli bir paleolitik merkezdir. Karain Alt Paleolitik'ten geç Roma dönemine kadar görülen yerleşim izleri ile Anadolu arkeolojik çalışmalarında önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Yeryüzünde bilinen paleolitik mağaraların çoğu sadece bir dönemi temsil ederken Karain Alt, Orta ve Üst olarak kesintisiz bir katmanlaşma göstermekte ve bu katmanlardan elde edilen veriler, özellikle Avrupa ve Yakın Doğu arasındaki bağlantılar ve göç yolları hakkında fikir vermesi açısından önem taşımaktadır.

Karain'den ele geçirilen Anadolu'da bilinen en eski insan kalıntılarının yanısıra mağarada ortaya çıkarılan taşınabilir sanat ürünleri Anadolu sanatının ilk örnekleridir. Ayrıca, verdiği bitki ve hayvan kalıntıları ile Batı Akdeniz'in eski çevresinin ortaya konmasında önemli bir rol üstlenen Karain çevresindeki diğer mağaralarla birlikte doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla karma sit olarak Dünya Miras Listesine önerilmektedir.

Karain mağarasına ait adaylık dosyası 2000 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezine gönderilmiştir. Karma (doğal/kültürel) varlık olarak Dünya Miras Listesine önerilen Karain Mağarası için hazırlanan adaylık dosyası, doğal tanımlamaların belirlenen kriterler açısından yetersiz olduğu, kültürel kriterler açısından ise güçlendirilmesi gerektiği bildirilerek iade edilmiştir.

18-Mardin Kültürel Peyzaj Alanı
Yeri : Güney Doğu Anadolu Bölgesi
Boylam : 400 44’ Doğu
Enlem : 370 19’ Kuzey
Kriter : a) ii, iii, iv, Kültürel

Mardin, Türkiye’nin güneydoğusunda, Suriye sınırında, Mezopotamya Ovasına hakim bir alanda kurulmuştur. Dicle ve Fırat nehirlerinin arasındaki “Bereketli Hilal” bölgesinde yer almaktadır.

Doğal yapı ile insan etkileşimi sonucu ortaya çıkan taş mimarisinin benzersiz dini ve geleneksel yapılarını barındıran Mardin, bir ortaçağ kenti görünümüyle “kültürel peyzaj alanı” olarak Dünya Miras Listesine önerilmektedir.

Mardin Tarihi Kentin dosyası 2002 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezine gönderilmiştir. Hazırlanan dosya, Alan Yönetim Planının olmaması ve Deyr’ül Zafaran Manastırı’nın yer almaması nedeni ile adaylık başvurumuzu olumsuz yönde etkileyeceği düşünüldüğünden Bakan onayı ile Genel Müdürlüğümüzce geri çekilmiştir.


Efes

Karain Mağarası

İstanbul ve Tarihi Alanları

Göreme - Kapadokya

Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası

Boğazköy - Hattuşaş

Nemrut Dağı

Xanthos - Letoon

Pamukkale

Safranbolu

Truva

İstanbul ve Göremeyi Korumak için Uluslararası Kampanya
http://kvmgm.kultur.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFFE5C29E16A7D3808782D5F4001E6D616

ATATÜRK'ÜN SOY KÜTÜĞÜ

ATATÜRK'ÜN SOY KÜTÜĞÜ


ATATÜRK'ÜN KENDİSİNİ TANIMLAMASI:



(1)'Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklükten başka bir şey değildir.'
'Bana, insanlar üstünde bir doğuş atfetmeye kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek fevkaladelik, Türk olarak dünyaya gelmemdir.'

(Bozkurt, Mahmut Esat; Yakınlarından Hatıralar, Sel Yayınları, İst., 1955, s.95)



(2) Bir İngiliz'in 'siz hangi asil ailedensiniz?' sorusuna verdiği yanıt:

'Anasının ve babasının asilliğiyle iftihar eden Teodoz, İtalya Yarımadasına inmek isteyen Türk Atilla'ya barış görüşmesinden önce sormuş: 'Siz hangi asil ailedensiniz?' Atilla'da ona cevap vermiş: 'Ben asil bir milletin evladıyım!' işte benim cevabımda size budur!'

(Egeli, Münir Hayri; Atatürk'ten Bilinmeyen Hatıralar, İst., 1959, s.15)

(3)' Türk, Türk olduğu için asildir… çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.'

(Ünaydın, Ruşen Eşref; Atatürk Tarih ve Dil Kurumları (Hatıralar), TDK. Yayını. Ank., 1954, s.549)

(4)'… Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım (dır)' (Egeli, Münir Hayri, s.699


(5)'Millî mevcudiyetimize düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı…'Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim'

( Faik Reşit Unat'ın 'Ne Mutlu Türk'üm Diyene' Türk Dili Dergisi, Sayı 146, 1963 makalesinden aktaran Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, Ank., 1984, s.171-173)

(6)' Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır…'

(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II. derleyen Nimet Unan, Türk İnk. Tarihi Ens.yayını, Ank.,1959,s.143)

(7) Zübeyde Hanım'ın soyu Yörük'tür. Fatih döneminde Karamanoğlu Beyliği'nin yıkılmasından sonra (1466), Balkanlar'da fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi için göç ettirilen ailelerdendir. Konya bölgesinden geldikleri için bunlar, 'Konyarlar' ismi ile resmi kayıtlara geçmiş ve böyle anılmıştır.

Aile, Vodina sancağının Sarıgöl nahiyesine yerleştirilir. Zübeyde'nin babası Sofi-zade Seyfullah Ağa, Selanik yakınlarındaki Lankaza'ya göçer ve bir çiftlik sahibi olur. Ve Zübeyde Hanım 1857′de burada doğar. Annesi, babasının üçüncü eşi Ayşe Hanım'dır. (Güler, Ali; Atatürk Soyu, Ailesi ve Öğrenim Hayatı, Ank.1999, s.40-46 - Göksel, Burhan; Atatürk'ün Soykütüğü Üzerine Bir Çalışma, Kültür Bak. Yay., Ank.1994, s.7)

(8) M. Kemal'in kız kardeşi Makbule Hanım (1885-1956):

'Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük'tür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz' diyor ve atalarından bazılarının da sonradan tekrar Konya'ya geri döndüğünü de şöyle açıklıyor: 'Dedem Feyzullah Efendi'nin büyük amcası Konya'ya gitmiş, Mevlevi dergahına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak.'

(Güler, Ali; Atatürk Soyu, Ailesi ve Öğrenim Hayatı, Ank.1999, s.46)

(9) Makbule Hanım Yörüklük için şunları söylüyor:

'…Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Bir gün Atatürk'e 'Yörük nedir?' diye sordum. Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi.'

(Şapolyo, Enver Behnan, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, İst.,1958, s.33,23- aktaran Güler, Ali s.45)


(10)Yörük ile Türkmen eş anlamlıdır. Atatürk, soyunu açıklarken bunu da vurgular:
'…. Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenler'dendir.'

(E.B.Şapolyo, a.g.e.den aktaran Güler, Ali a.g.e. s.27, 28)




Mustafa Kemal Atatürk'ün Babası
Ali Rıza Efendi (1841–1888).

Ali Rıza Efendi 1841 yılında Selanik'te doğdu. Söke'den Selanik'e yerleşmiş Türkmenlerden 'Kırmızı Hafız' lakaplı Ahmet Efendinin oğludur.

İlkokulu Abdi Hafız Mahalle Mektebinde okudu. Selanik'te Evkaf İdaresinde katiplik, sonrada Gümrük Muhafaza Teşkilatında memurluk yaptı. Memurluğu sırasında, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanımla evlendi.

1876 yılında da Selanik Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görev alan Ali Rıza Efendi, daha sonra da kereste ticareti yapmaya başladı. Zübeyde Hanım'dan beş çocuğu oldu.

Çocuklarından Naciye, Ömer ve Fatma fazla yaşamadı. Sadece Mustafa ve Makbule hayatlarına devam edebildi.

Ali Rıza Efendi, 1888 yılında, tek oğlu Mustafa Kemal ilkokulda okuduğu sırada, rahatsızlandı ve öldü.

Atatürk ve Ailesi

Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik'te doğdu. Orta Anadolu'dan göç ederek, Selanik'in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen Yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır. Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evliliğinden beş çocuk sahibi oldu. Fatma ve Ömer'i daha küçükken kaybetti. 1888 yılında Mustafa ilkokuldayken kocasını da kaybeden Zübeyde Hanım, zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giderdi. Bu sırada, Atatürk'ün ifadesiyle; iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le evlendi. Kızlarından Naciye de çok yaşamadı.

Balkan harbinden sonra, birçok Türk ailesi gibi, kızı Makbule ile birlikte Selanik'ten göç etti ve İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretler'de bir eve yerleşti. Milli Mücadele yıllarında Ankara'ya gelen Zübeyde Hanım, 1919′da ayrılmak zorunda kaldığı oğlunu, yıllar sonra Ankara'da Devlet Başkanı olarak gördü. 14 Ocak 1923′te tedavi amacıyla gittiği İzmir'de 66 yaşında vefat etti.

Kızkardeşi Makbule Atadan

Mustafa Kemal Atatürk'ün kız kardeşi olan Makbule Atadan, 1887 yılında Selanik'te doğdu. Balkan Savaşlarından sonra, annesi Zübeyde Hanım'la birlikte Selanik'ten ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Cumhuriyet'in ilanından sonra ağabeyinin isteği üzerine, annesiyle birlikte Ankara'ya geldi. Bir süre Atatürk'ün yanında kalan Makbule Atadan, daha sonra Çankaya Köşkü arazisi içinde kendisi için yaptırılan Çamlı Köşke yerleşti.

1930′da Atatürk'ün isteğiyle Fethi Okyar'ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasına giren Makbule Hanım birkaç ay sonra parti kapatılınca siyasetten çekildi ve 1935′de milletvekili Mecdi Boysan ile evlendi. Makbule Atadan'ın ağabeyi Atatürk ile ilgili anıları 'Büyük Kardeşim Atatürk (1952)' ve 'Ağabeyim Mustafa Kemal (1952)' adlarıyla yayımlandı. 1956 yılında 69 yaşında öldü.

11.09.2008

Town of Cochrane Mural Mosaic

İLGİNÇ BİR ÇALIŞMA.....


http://www.muralmosaic.com/Cochrane.html





Bu duvar resmi 216 ressam tarafindan ve her karesi ayrı bir ressam tarafindan yapılmış.
Her karenin üstünü tıklayıp o karenin alındığı resmin bütününü görebilirsiniz.Hic bir karedeki resim aslinda büyük resimle alakasi yok,kareler yerlerine ( renk,sekil,ton..) olarak yerlestirilmis.

Mesela at'ın gözüne bir bakın..



Town of Cochrane Mural Mosaic

Deney başladı ama kafalar hala karışık ,cern

Deney başladı ama kafalar hálá karışık


Yeliz ÖZ / CENEVRE



İsviçre - Fransa sınırındaki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’in büyük deneyi başladı. Ancak, Cenevre’de konuştuğumuz hemen herkesin kafası hálá karışık.

BÜYÜK deney öncesi Cenevre’nin en çok satan gazetesi "Tribune de Geneve" ’CERN’in makinesi dünyayı değiştirecek’ manşetiyle yayınlandı. Tribune de Geneve gazetesine önceki gün konuşan CERN Direktörü Dr. Robert Aymar ise sakinliğini koruyor. LCH’nin gücüne ve keşif kabiliyetine güvendiğini vurgulayan Dr. Aymar, "Korkuyor musunuz?" sorusuna "Beş yılımı bu işe verdikten sonra gördüklerime dayanarak açıkça söylüyorum ki herhangi bir şüphem yok. CERN’de çok değerli bir ekiple çalışıyoruz ve bu deneyin işe yarayacağını düşünüyorum" yanıtını verdi. Dr. Aymar, "LHC’de bir hata oluşur da hiç bir şey bulamazsanız ne olacak" sorusuna ise "LHC bizim dünyaya bakışımızı genişletmek üzere geliştirildi. İnsanlığın bilincini artıracak. Amacımız tek şey bulmak değil çünkü biz sadece bir şey aramıyoruz, birçok şey arıyoruz mutlaka bir şeyler bulacağız" dedi.

Deney öncesi üniversite öğrencileriyle, burada yaşayan Türklerle, İsviçre ordusundan askerlerle konuştuk ve konuştuğumuz hemen herkesin kafasının son derece karışık olduğunu gördük. "Büyük deneyden korkuyor musunuz?" sorusuna verdikleri yanıtlar şöyle:

Tesauri Claise Lise (60 yaşında-Cenevre doğumlu. 23 yıldır Cenevre-Versoix’da pansiyon işletiyor) Aslında anlatılanlara inanmak istemiyorum çünkü çok korkunç. Korkuyor muyum? Korkmuyorum. Fakat CERN’deki bilim insanları sonuçta iyi bir şeye ulaşacaklarını söylüyorlar. Atom da keşfedildiğinde heyecan vericiydi, mükemmel diye tanıtılmıştı. Ama atomu kullanarak geliştirilen atom bombası felaket getirdi. Bu deneyin sonucunda bulacakları madde ya da enerji iyi yollar için mi yoksa insanlığa zarar vermek için mi kullanılacak? Bu soru cevaplanmalı.

Jaspal Mohammed (19 yaşında Cenevre Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyor) Çok korkmuyorum ama spekülasyonlar karşısında kafam karmakarışık. Kara deliklerin dünyayı yutacağı söyleniyor, bunun gerçekleşeceğine inanmıyorum hatta bilim insanlarının dünyaya bunu yapacaklarına inanmak istemiyorum.

Joel Buntschu (24 yaşında İsviçre ordusunda asker. Zürih’te yaşıyor. Bilişim uzmanı) Deneyle değil sonucuyla ilgileniyorum. Sonucu tabii ki bilmiyoruz ama heyecan veren de bu. Kara delik olasılığından çok korkmuyorum. Belki bu deneyle bilişimde ya da orduda işimize yarayacak yöntemler bulunur.

İbrahim Akbaba (50 yaşında Makine Mühendisi, 28 yıldır Cenevre’de yaşıyor. Kebap İstanbul’un sahibi) Niye korku olsun ki, dünyada bütün kullandığımız araç gereçler, deneylerle elde edildi. İlahi bir güç değil. Bunu yapan insanlar, dünyayı ayakta tutan, sana bana yaşam kolaylığı sağlayan tüm aletleri bulan insanlar. El yordamıyla bir şey yapılmıyor, bilimsel bir deney bu.

Mathiew Poncet (19 yaşında Cenevre Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar okuyor) CERN’dekilerin hepsi çılgın. Kara deliklerin açılacağını bile bile bu deneyi yapıyorlar. Daha yaşacak çok zamanım var. Bu insanların bizi öldürmesine izin verilmemeli.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/9861403.asp?gid=0&srid=0&oid=0&l=1

Hawking:Bahse girerim Higgs parçacığını bulamazlar

Hawking:Bahse girerim Higgs parçacığını bulamazlar






Ünlü İngiliz astrofizikçi Stephen Hawking, İsviçre’deki CERN laboratuvarında bugün yapılacak çarpıştırma deneyinde, kozmik bilimin "Kutsal Kase"si olarak adlandırılan Higgs parçacığının bulunamayacağına dair 100 dolarına bahse girebileceğini söyledi.

Atom protonlarının, yerin altındaki 27 kilometrelik Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) ışık hızına yakın bir seviyeye ulaşarak çarpıştırılacağı deneyde ortaya çıkacak enerji sayesinde Higgs parçacığının bulunacağı düşünülüyor. Hawking, mevcut düşünceye göre bunun bulunabileceğini, ancak bulunmamasının daha heyecan verici olacağını, böylelikle bilim aleminin evrenin oluşumuyla ilgili sırları araştırmaya devam edeceğini söyledi ve "100 dolarına bahse girerim ki, Higgs parçacağını bulamayacaklar" dedi.

Bilim dünyası, maddeye kütlesini kazandırdığı varsayılan ve adını İngiliz fizikçi Peter Higgs’ten alan Higgs parçacığının bulunması halinde evrenin sırlarının çözüleceğini düşünüyor. Çünkü evrenin başlamasında, madde ve anti-madde şeklinde bir simetri olması gerekiyordu. Ancak antimadde yok oldu. Asimetrik bir düzende sadece madde kaldı. Bu nedenle de evrendeki parçacıkların kütlelerini nasıl kazandığı konusu bir sır olarak kaldı. Teoriye göre bunların kütle kazanması için Higgs parçacığının varlığı gerekiyordu. O parçacık olmasa evren olmazdı. Higgs’in bugüne kadar bulunamamasının nedeni de büyük ihtimalle, kütlesi ağır olduğu için o enerjiye ulaşılamamasıydı.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/9861404.asp?gid=0&srid=0&oid=0&l=1

7.09.2008

2008-2009 eğitim ve öğretim yılı

İşte yine ,yeni bir ders yılı başlıyor...

Yeni heyecanlar,
yeni arkadaşlar,
yeni öğretmenler,
yeni dersler...
***
Ortaöğretimde yeniden yapılandırma çalışmalarıyla fiziki mekanların yanı sıra insan kaynaklarının da en verimli şekilde kullanılmasının sağlanacağını dile getiren Bakan Çelik, "Bunları başarabilirsek üniversite giriş meselesi de hallolmuş demektir" dedi. ÖSS'nin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Bakan Çelik, YÖK bünyesinde üniversiteye girişle ilgili bir çalışma yürütüldüğünü ifade etti. Bakan Çelik, "Umut ediyorum ki, bu yaptığımız çalıştayın da sonuçlarıyla birleştirerek, önümüzdeki sezona kısır tartışmaların olmadığı bir yapıyla gireriz" diye konuştu.

(kaynak:http://www.meb.gov.tr/haberler/haberayrinti.asp?ID=1380)
***

Tüm öğrencilerimize,Öğretmenlerimize ve Yöneticilerimize başarılar ve kolaylıklar dilerim...

Gençlerimize ; ATATÜRK'ün açtığı aydınlık yoldan,karanlık yollara sapmadan,hep ileriye,hep zirveye doğru başarılı,güvenli bir gelecek dilerim..

2.09.2008

İstanbul'da Bir Sürrealist: Salvador Dalí

İstanbul'da Bir Sürrealist: Salvador Dalí




20.09.2008 - 20.01.2009


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Akbank'ın sponsorluğunda ve
Gala-Salvador Dalí Vakfı'nın işbirliğiyle,
20. yüzyılın en önemli sanatçılarından, sürrealizm akımının temsilcisi Salvador Dalí'yi Eylül 2008'de ağırlamaya hazırlanıyor.

Salvador Dalí'nin kapsamlı bir retrospektifi niteliğini taşıyacak sergide; yağlıboya tablolar, çizimler ve grafiklerden oluşan 270 eserin yanı sıra, el yazmaları, fotoğraflar ve çeşitli dokümanlar yer alacak. Gala-Salvador Dalí Vakfı koleksiyonuna ait eserlerle, vakıf dışında gerçekleştirilen en büyük geçici sergi olma özelliğini taşıyacak sergi, 20 Eylül 2008 -
20 Ocak 2009 tarihleri arasında izlenebilecek.

Serginin küratörü Montse Aguer Teixidor, İstanbulluların Salvador Dalí'yi ve onun olağanüstü sürreel dünyasını sergi sayesinde daha yakından tanıyacak olmasının altını çiziyor: "Sergi, eşsiz, yenilikçi, yetenekli ve farklı bir sanatçı olan Salvador Dalí'yi, ilk kez İstanbullularla buluşturacak. Bu evrensel ve provokatif sanatçının düşüncelerini, saplantılarını, ikonografisini ve olağanüstü sürreel dünyasını herkesin anlayabilmesini, daha yakından tanımasını sağlamayı amaçlıyoruz."


Gala-Salvador Dalí Vakfı Hakkında
Salvador Dalí Biyografisi
Sürrealizm Hakkında
Ramon Boixadós Malé Biyografisi
Montse Aguer Teixidor Biyografisi

http://muze.sabanciuniv.edu/exhibition/exhibition.php?lngExhibitionID=84